Tokat'taki 18 dekarlık tarım alanında aşılı ve sertifikalı ceviz fidanı yetiştiren Emekli Ziraat Mühendisi Salih Okçu dünyadaki doğal yaşam alanlarının hızla yok olmasındaki en olumsuz etkenin bilinçsiz uygulamalar ve denetimsiz endüstriyel atıklar olduğuna dikkat çekti.
Uzun meslek yaşamında bitki-toprak ilişkisini derinlemesine inceleme olanağı bulan Salih Okçu, tarıma uygun verimli toprak yapısının binlerce yılda oluştuğunu ancak dikkat edilmediğinde çok kısa sürede çoraklaşarak verimsiz hale dönüşebileceğini belirterek konuya olan duyarlılığını şu sözlerle ifade etti; “Ömrünü doğru tarıma ve doğal yaşama adamış biri olarak bu uyarıyı yapmak zorunda hissettim: 21. yüzyılda, insanların saksıda sebze yetiştirdiğine sevinmeli miyiz yoksa düşünerek üzülmeli miyiz bilemiyorum. Ama bildiğim bir gerçek var ki; o da, tarım alanlarının giderek azalmasıdır. Doğanın dengesi hızla bozuluyor. Kalite ve verimlilik amaçlı, çiftçiler tarafından kullanılan tarım ilaçlarda, kimyasal gübrelerde ve çeşitli hormonlarda yeterli denetimin sağlanamaması sorunu giderek büyüterek insan sağlığını tehdit eder boyuta getirmiştir.” dedi. Çiftçilere kapalı ceviz bahçesi yapmalarını öneren Emekli Ziraat Mühendisi Salih Okçu, 2011 yılında kurduğu Okçu Fidancılık işletmesinde sertifikalı ve aşılı yerli Şebin, Bilecik, Kaman 5 ve T-1 (Tokat–1) ceviz türlerinin yanı sıra dünyaca tescilli Chandler, Franquette, Fernor, Fernette ve Pedro fidanları yetiştirerek üreticilere hizmet veriyor.
Ceviz yetiştiriciliği için Tokat bölgesinin çok uygun toprak yapısına sahip olduğunu ve değişken iklim koşulları göz önünde bulundurularak geç donlardan etkilenmeyen fidanların toprakla buluşturulmasında ürün kalitesi ve verimlilik açısından yarar olduğunu belirten Okçu Fidancılık işletmecisi Salih Okçu, konuşmasında, bilinçli ve doğru tarım yapılabilmesinin yegane koşulunun organik tarım olduğunu vurguluyor.
Deneyim ve bilgi birikimini üreticilerle her zaman paylaştığını ifade eden Okçu, fidanlığının bilim insanları, botanikçiler, ziraat fakültesi öğrencileri ve organik tarım yapmak isteyen meraklı çiftçiler tarafından sürekli ziyaret edildiğini mutlulukla söylüyor ve; “Doğru tarımın yolu toprağı tanımaktan ve onu üretime hazırlamaktan geçer. Torunlarımızın sebzeyi meyveyi sadece kitaplarda görmesini istemiyorsak toprağın değerini bilmeliyiz. Toprak yoksa, su yoksa tarımda yok olur gider.. Doğanın dengesini hiç kimsenin bozmaya hakkı yoktur.” diyerek mesajını yineliyor.