Bu ara gıda zehirlenmesi haberleri, yazılı ve görsel medyada çok rastlanır oldu.
Yurtlarda, okullarda askeri kışla benzeri yerlerde üzücü haberler duymaktayız.!
Eskilerin deyimiyle “Ucuz etin yahnisi yenmez.” Ata sözünün ne anlama geldiği ortaya çıkmakta.
Kışladaki askerlerimizin gıda zehirlenme olayı pek hoş değil!
Demekki teröristler gıda işine de el atmışlar.
Eskiden askeriyenin yemekleri kendi yemekhanelerinde pişer, karavanalarla dağıtılırdı.
Sadece şimdi !
“Eski çamlar bardak oldu”
Bir zamanlar mantar zehirlenmesini çok duyardık. Çoklarımızın ormanlardan ve kırsal
alanlardan topladığımız o mantarları bilgisizce yiyerek hastalanıyorduk.
Neticede yiyeceğimiz, içeceğimiz şeyin ne olursa olsun bir bilene bir uzmana göstermek,
Sormak lazım.
“Herkes davul çalar ama, çomağı makama uyduramaz”
Bu tip üzücü olayların olmaması için ancak sağlık kuruluşlarının denetim raporlarının
Gıdaların üzerinde barkot ve etiketlerini tarihlerini iyice bakmalıyız.
“Tedbirde kusur eden de takdirde bahane bulur”
ÇALAR CİNSİNDENMİŞ
Şirketin depo şefini, çok çalışkan olmasına rağmen bir gün ansızın işinden çıkartılar. Bunu
duyanlardan biri müdüre sordu.
__ “Çok dinamik ve saat gibi çalışan bir gençti. Neden işine son verdiniz*.?
Müdür gülümsedi;
__”Saat gibiydi amma, çalar cinsindendi”
“İşe adam aramalı, adama iş değil”
*******
“Dedem koynunda yattıkça benimsin ey güzel toprak,
Neler yapmış bu millet,en yakın tarihe bir sor bak.”
Süleyman Nazif