Ceviz Ekonomik Bir Değer
Zafer BAŞAR: Niksar'da ceviz ekonomik bir değer. Hem dikilmesi hem ağacı hem meyvesi. Meyvesini köylü döküyor, hazırlıyor, kurutuyor satıyor. Bu ekonomik değer. Tüccar alıyor, kırıyor iç ve dış pazara satıyor ve kazanıyor. Kadınlar sergenlerde ceviz kırıyor, aile ekonomilerine katkıda bulunuyor. Nakliyeci taşıyor kazanıyor.
Niksar eskiden dedelerimiz zamanında ceviz işine belki küçük bir şekilde başlamıştır. Sonradan iş Türkiye çapına dönmüştür. Şimdi Türkiye çapına dönünce işler değişiyor. Sadece Niksar'ın cevizi salata kalıyor. Dışarıdan ceviz geliyor. Yöreleri sayacak olursak ilk önce doğudan geliyor. Erzurum, Erzincan Kemaliye, Elazığ, Bitlis, Bingöl, Van, Diyarbakır, Hakkari, Şemdinli'den geliyor. 2. cephe Ege'den geliyor. Denizli, İzmir-Ödemiş, Tire, Aydın-Bozdoğan'dan, Manisa Demirci'den, Isparta-Yalvaç'tan geliyor. Marmara'dan Bursa, İnegöl, Balıkesir, Bigadiç, Kütahya'nın Simav'dan geliyor. Orta Batı Karadeniz'den Vezirköprü, Boyabat, Durağan ve Kastamonu'ya kadar, efendim, Adapazarı tarafından Düzce, Taraklı, Mudurnu ve İstanbul'a doğru olan yörelerden gelirdi. Sahil tarafından Giresun'dan Artvin Şavşat'a kadar geliyor. Tokat ve Sivas havalisi, Tozanlı yöresi, Aybastı, Kumru ve Korgan'ı katmıyorum, onlar zaten bizim.
Niksar'da En Eski Cevizciler
Mustafa CELEPOĞLU: Bizden evvel bu işi yapan Niyazi Şöhretoğlu, Softaoğlu Hacı Ahmet Kaynar, İbrahim Başar, Osman Üçdirhem, Emin Çor, Ceditlerin Osman efendi, Ateşoğlu Mustafa Ateşer, Yusuf Erdem, Mahmut Tepebeşı, Ahmet ve Mehmet Özlü, Rasim Erdemir vardı. Tabi onlar yaşlandıktan sonra devroldu, herkes kendi işini yaptı. Biz yoktuk o dönemde.
En Büyük Cevizci Mustafa Celepoğlu İdi
Ünal KAYNAR: Evet, Celepoğulları, Softoğulları; Hacı Ahmet Kaynar yani bizler. Celepoğulları'ndan Mustafa Celepoğlu, kardeşi Selami Celepoğlu'yla beraber yapıyordu. Niksar'daki en büyük ceviz ve mahlepçi idi. Softoğullarından Yılser Başar yapıyordu. Babası Mehmet Dede zamanında ağırlıklı tütünde çalışıyorlarmış ama Yılser amcam esas cevize ağırlık verdi. Selahattin Amcam manifaturacılık yaptı. Sonra eski buğday pazarında Hilmi Karslı ağabeyimiz kırdırıyordu. Daha sonra aşağıda Hami Korkmaz'lar, Mehmet, Ahmet Korkmaz'lar. Daha sonra Nail Yılmaz'lar, Yılmaz Kardeşler başladı. Yılmaz Kardeşler planlı, programlı gittiler, günümüzde en büyük ceviz işini onlar yapmaktalar.
Az Yapacaksın Öz Yapacaksın
Turan Tepebaşı'nı saymamak olmaz. Turan Tepebaşı o kadar temiz ceviz yapardı ki evin altında sergende kırardı. Biz bin ton yapıyorsak o yüz ton yapardı. Emin ol o yüz tonla bizim kazandığımızı kazanırdı. Titizdi, tek tek ayırır ayrı yapardı. Natürelini ayrı bir boy yapardı, onun malında kabuk kabçuk olmazdı. Seçicisi de üç tane kadın vardı, Turan Emminin sözünden çıkmazlar, kaliteye çok dikkat ederlerdi. Turan emmi olmamış dediği zaman sil baştan yeniden seçilirdi mal. Ve Turan Emmi işi bıraktıktan sonra beni çağırdı, adam gibi adamdı. Bak oğlum tahta kalede şu şu tüccarlar var, bunlara ben çok mal verdim. Az yapacaksın öz yapacaksın, temiz mal yap hep bunlara sat oğlum dedi. Beni yönlendirdi, adam budur. Allah gani gani rahmet eylesin. Fırıncı Hamdi Emmimin bir sözü çok hoşuma gitti, söylemeden geçemeyeceğim; "Oğlum, para bir köz; o közün üstünde oturabilirsen para senin, oturamazsan para elin." Çok güzel bir laf, çok hoşuma gitti.
Ufak İşletmeler Vardı
Ufak işletmeler vardı mesela o ara; cevizin altın yıllarını yaşadığı zaman Yurdanur Tepebaşı yaptı, kısa bir dönem. Turan Ünsal'larla Selahattin Yeşilova amcamız kısa bir müddet yaptı. Efendim, sonra Nurettin Köksal yaptı. Hamal Cemiller derlerdi, Halil Efendi de. Onlar piyasaya girdi. İsmet Kihtir girdi. Bu arada ufak tefek yine 8-10 tane ayak ticareti gibi yapan küçük işletmeler vardı. Niksar'a bir sezonda 10-12 bin ton hatta 15 bin ton civarında ceviz geliyor işleniyor, her hafta Niksar'dan en az 50 ila 70 ton iç ceviz çıkıyordu.