İşinde gücünde olan normal vatandaşı pek ilgilendirmediği için dikkat çekmeyen bir yönetmelik yayınlanmıştı 2015 yılında:
Terörle Mücadele Kanunu Kapsamına Giren Suçların Faillerinin Yakalanmasına Yardımcı Olanlara Verilecek Ödül Hakkında Yönetmelik.
Çıkarılan yönetmeliğe göre 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamında bulunan bir suçun ihbarını yapan kişiye para ödülü verilecekti.
Yönetmelikte para ödülü verilebilmesi için; verilen bilginin, suçun aydınlatılması veya failin belirlenmesine yardımcı olacak nitelikte olması, ödüllendirilecek kişinin; suçun işlenişine iştirak etmemiş olması, geçici köy korucuları hariç kolluk, askeri personel veya "terörle mücadele"de görevli kamu personeli olmaması gerekiyordu. Ödüllendirilecek kişinin ise Türk vatandaşı olması gerekmiyordu.
Yani herhangi bir Suriyeli mülteci de olabilirdi !
Yine yönetmeliğe göre ödülün miktarı; sağlanacak bilgi, aydınlatılacak suç veya ihbar edilecek fail dikkate alınarak ödül komisyonu tarafından belirlenecekti. Ödül miktarında üst sınır ise 200 bin TL. idi.
Amacın istihbarat sağlanmak mı yoksa vatandaşı muhbirleştirmek mi olduğu tartışıldı o zamanlar.
Hızla kutuplaşan toplumda insanların birbirine olan güvenini de sarsmadı değil .
Bir güven problemine sebep olmasından korkuldu.
Öyle ya ! Hatırı sayılır bir ödül de vardı işin ucunda !
Ödülden de vazgeçtik sevmediğini,beğenmediğini,ayağını kaydırmak istediğini,siyasi görüşüne ters düşeni ihbar et gitsin!Bırak o masumiyetini ispat için çırpınsın dursun.
Tam da devlet erkini arkasına alan bir yapının mensuplarına ve sempatizanlarına göre !
Peki kimdir bu muhbir ?
Senin arkadaşındır !
Benim ev veya dükkan komşumdur!
Öbürünün hemşerisidir !
Saflığınızı, samimiyetinizi, boşboğazlığınızı ve en önemlisi kendisine duyduğunuz güveni kötüye kullanarak sizden aldığı bilgileri sinsice götürüp ihbar edendir. Konuşmanıza kulak kesilendir! Genellikle de muhalif değildir düzene! Bazen bir şey demenize de gerek kalmaz!Size verecek cevabı, karşınıza çıkacak yüzü olmadığı için sizi satmayı ,sizi ihbar etmeyi bir görev addedecektir!
Herkesin birbirine şüpheyle yaklaştığı bir toplumda birlik ve beraberlik sadece şekildin ibaret kalmaz mı ?
Keşke bu yönetmelik sadece terörle mücadelede ve terör örgütlerinin çökertilmesindeki ihbarlarla sınırlı olsa.
27 Ocak'ta gazetelerde ve haber sitelerindeki bir haber yönetmeliğin bazı vatandaşlarca nasıl algılandığını gözler önüne seriyor.
"Keçiören'den Kızılay'a gelmek için otobüse binen M.A. isimli vatandaş, yanındaki bir kişiyle sohbet ediyordu. Bu sırada aynı otobüste bulunan başka bir kişi, M.A. ile birlikte Kızılay'da indikten sonra 155 polis hattını aradı. M.A. ile aynı otobüste Kızılay'a geldiğini söyleyen bu kişi, M.A.'nın otobüsteyken Gezi Parkı Eylemleri ile 15 Temmuz Darbe Girişimi'ne ilişkin bir başkasıyla sohbet ettiği ve bu sırada 'Cumhurbaşkanına ve devlet büyüklerine hakaret' içeren sözler kullandığı iddiasında bulundu.
Söz konusu ihbarcı, M.A.'yı Kızılay'da da takip edip, polisin gelmesinin ardından, bir mağazada alışveriş yaparken gözaltına aldırdı ve M.A. Çankaya İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü."(Mynet)
Biri telefon ediyor !
Polis ihbarı hemen değerlendiriyor!
Delil ?
Bir vatandaşın ihbarı!
Yani biri çıkıyor ve telefonla ihbarda bulunuyor.Polisler de ifadesini almak üzere karakola götürüyor.
İhbar edenin nasıl bir ruh haliyle böyle bir işe kalkıştığını bilemiyorum.
Bu ülke aynı zamanda "Boşandığım kocam beni öldürecek!Koruma istiyorum !" diye diye öldürülen kadınların da
ülkesi !
Böyle bir ihbarın peşine ışık hızıyla düşülmesine şaşkınlığım biraz da bundan !
Hele içerde ve dışarda devletin ve milletin içinden geçtiği şu zorlu süreci düşününce !
Birbirimize kenetlenerek mi yoksa birbirimizi gammazlayarak mı sağlayacağız ihtiyacımız olan birlik beraberliği ?