Cumhuriyetin ilk yıllarında Türkler kendi uçaklarını yapmaya başladılar. Cumhuriyet kurulmuş, milli bir sevinç ve gurur dalga dalga eserken, yurt dışına; tarımı kalkındırmak ve kendi uçağını yapmak için gönderilen gençlere Atatürk şöyle demişti:
“Sizleri bir kıvılcım olarak gönderiyorum, birer alev olarak dönmelisiniz…”
Mustafa Kemal Atatürk ülkeyi Yunan işgalinden kurtardıktan sonra İzmir'de,17 Şubat 19232'te İktisat Kongresini düzenlemiş ve kongrede şunları söylemiştir:
“Yeni Türkiye'mizi layık olduğumuz düzeye eriştirebilmemiz için mutlaka ekonomimize birinci derecede önem vermek zorundayız. Çünkü zamanımız tamamen bir ekonomi devresinden başka bir şey değildir. Siyasi, askeri zaferler ne kadar büyük olurlarsa olsunlar, ekonomik zaferlerle taçlandırılmamışlarsa, meydana gelen zaferler devamlı olamaz Ekonomi demek, her şey demektir, yaşamak için, mutlu olmak için, insan varlığı için ne lazımsa onların hepsi demektir.
Ziraat demektir, ticaret demektir, her şey demektir.”
Şimdi Atatürk'ün bu sözlerini daha iyi anlıyoruz. Atatürk'ün “kendi uçağını kendin yap” kampanyası ile Cumhuriyetin ilk yıllarında kurulmuş olan uçak fabrikalarını ABD ile yaptığımız anlaşmalarla bir bir kapattık. ABD'den aldığımız Marchell yardımı ile tarıma en büyük darbeyi vurduk.
1970'li yıllarda Türk köylüsünün birinci derecede gelir elde ettiği haşhaş ekimini Süleyman Demirel hükümeti döneminde ABD'nin baskısı ile yasakladık. On binlerce Türk köylüsü haşhaş ekemedi ve mağdur edildi.
Telekom, Et -Balık Kurumu, Pektim, Petrol ofisi, limanlar ve onlarca kamu kuruluşlarının çoğu yabancılara 15 yıl içerisinde yok pahasına zararına satıldı.
Tokat köylüsünün birinci derecede gelir elde ettiği tütün ekimi yine ABD'de şirketlerinin isteği üzerine ekimi yasaklandı.1500 çalışanı olan Tokat Sigara Fabrikası. Yabancı bir firmaya satıldı. Daha sonra fabrika kapatıldı. Çalışanların emekliliği gelenler emekli edildi ve gelmeyenler ise devlet kurumlarına aktarıldı. Verimli tarım arazisi rant uğruna inşaat malzemesi ve moloz getirilerek tarım arazisi olmaktan çıkarıldı. Yaprak-Tütün kapatıldı. Tekel kapatıldı. Eskiden Tokat-2000 sigarası vardı, şimdi ABD'den ithal sigaralar var. Bununla on binlerce tütün ekicisi Tokat köylüsü perişan edildi. Nakliyeci kaybetti, ekici kaybetti, bakkal kaybetti, Tokatlı Ahmet, Mehmet ve Hasan kaybetti. Kim kazandı? Hans kazandı, Conni kazandı, Yahudi Bouche ve David kazandı.
Sigara Fabrikası satılırken AKP'nin Tokat'ta yanılmıyorsam beş milletvekili vardı. Onların gıkı çıkmadı. Çünkü emir büyük yerdendi.
Türkiye son yıllarda sıkça konuşuyor pancar üretimi ve şekeri… Şimdi de şeker oyunu başladı.31 şeker fabrikası Torba yasasının 38.maddesine göre toplu olarak satılacakmış. Bu fabrikaların çoğu beğenmedikleri ve her zaman hakaret ettikleri cumhuriyet döneminde kuruldu. Bunların içerisinde Turhal Şeker fabrikası da var. Tokat Sigara Fabrikasının başına gelenler şeker fabrikasının da başına gelecek gibi görünüyor.
Sigara fabrikasında olduğu gibi Turhal Şeker fabrikasının satılması konusunda Tokat'lının ve de AKP milletvekillerinin sesi çıkmıyor. Mahalli gazetelerde beyanlarına rastlamıyoruz. Tokat'ın sorunlarını sık sık gündeme getiren CHP Tokat Milletvekili Kadim Durmaz'ın Tokat Gazetesindeki “Tokat'ta Son Kale de Tehlikede” beyanını görüyoruz.
Kadim Durmaz Tokat Gazetesindeki “Tokat'ta Son Kale Tehlike de” beyanında:
“Torba yasasının 38.Maddesinin kabul edilmesi halinde devlete ait Cumhuriyetin ilk kazanımları ve milli varlıklar olan 31 Şeker fabrikasının AKP eliyle yok edileceğini öne süren Durmaz, “Tokat'ın son kalesi Turhal Şeker fabrikası da tehlikede.
Geçmişte Tokat sigara fabrikasının kapanmasıyla Tokat'ın sosyal ve ekonomik hayatı büyük ölçüde yaralar aldı. Bu ülkenin milli, stratejik bir ürünü, hepimizin, yaşamında doğrudan dokunan şeker pancarı şekeri gibi doğal bir ürün var. Oralarıda özelleştirdiğimiz zaman bundan sonra çoluğumuz çocuğumuzun, gelecek neslimizin tamamı yapay tatlandırıcılara ve insan sağlığını tehlikeye atacak bir boyuta doğru gidiyoruz.
Turhal Şeker Fabrikası sadece çalıştırdığı işçi sayısı kadar isdihtam yaratmıyor. Şeker pancarının tarladan kantara kantardan fabrikaya taşınması, üretimde kullanılan malzemelerle üretim sonucunda elde edilen şeker, melas ve küspenin arzı da bu zincirde yer alan herkese iş imkânı sağlamaktadır. Bugün şeker fabrikasında pancar posasından elde edilen yaş küpe hayvancılık için önemli bir geçim kaynağıdır. Binlerce aile buradan ekmek yiyor”.
Milletvekili Durmaz “Turhal Şeker Fabrikasında kalifiye işçi sorunu bulunduğunu,2000 yılı Aralık ayında çalışan işçi 1610 iken 2018 Şubat ayında 9 bölgede bu sayının 437'ye düştüğünü ve eğer şeker fabrikasında özelleştirme kapsamında ve blok olarak satış sunulursa büyük bir göç dalgası kaçınılmaz olacaktır. Tokat'ta 78 bin çiftçi mağdur olacak, Türkiye genelinde 35 bin işçi işsiz kalacak. Eğer Tokatlılar olarak yeni bir göç dalgası yaşamak istemiyorsak fabrikamıza sahip çıkmalıyız ve her ne pahasına olursa olsun sahip çıkacağız.”diyor.
Turhal Şeker Fabrikasının üretim kapasitesi üçte bir oranına düşürülünce Turhal'ın nüfusu 90 binden 60 bine düştü. Niksar, Erbaa, Reşadiye ilçelerinden insanlar Turhal'da hayvan besiciliği yapıyorlardı. Hepsi besiciliği bıraktı. Hayvancılık yok oldu. Nakliyeciler işsiz kaldı. Yüzlerce kamyona haciz geldi. Bugün menşeini bilmediğimiz Sırbistan, Bulgaristan, Ukrayna, Arjantin, Avustralya ve Afrika ülkelerinden et ve canlı hayvan ithal ediyoruz. Askerlerimize ise at ve eşek eti yediyoruz.
Amerikan firması olan Cargill şirketinde Gıda, Tarım ve hayvancılık Bakanlığına bir tespit raporu sunduğunu ifade den Durmaz, “Cargill şirketi yaptığı tespitlerle 'Türkiye'nin şeker pancarından zarar ettiğini'söylüyor. Ve daha vahimi ise nişasta bazlı şeker kotasının ilk planda 400 bin tona çıkarılmasını, şeker fabrikalarının özelleştirilmesini ve şeker kotalarının da biran önce kaldırılmasını talep ediyor. Ülkemizde insan sağlığını, birçok diyet üründe ve işlenmiş gıdalarda bulunan mısır şurupları karaciğer yağlanması, diyabet, obezite ve kanser riskini yükselttiği, kalp krizine bağlı ölümleri artırdığını bilmeyen yok.
'Öyleyse şeker fabrikalarını kapatalım, bol bol hastane açalım,'gibi bir mantık burada devreye giriyor. Türkiye'de yapay tatlandırıcının kotası artırılıyor ama bu bir ABD Cargill şirketi ülkemizde hızla büyüyor.”
Durmaz mevcut hükümete şu tavsiyelerde bulunuyor, “Biz bu gemide beraber yolculuk yapıyoruz, niyetimiz ve muradımız, bu ülkenin yeniden içeride barışçı, huzurlu birbirini seven, kucaklayan, yeniden gerek Avrupa'da gerekse Ortadoğu'da saygınlığı olan bir ülke haline gelmesini istiyoruz.”
Bizde Sayın Durmaz'ın fikirlerine aynen katılıyor ve Tokat'lının iktidar, muhalefet milletvekilleri, meslek odaları ve ticari kuruluşlarının el ele verip bu şeker yasasının iptali için çalışmalarını dört gözle bekliyoruz. Yoksa atı alan Üsküdar'ı geçmiş olacak, güzel Tokat'ımız göç verecek ve siyasi yaptırımları yok olacaktır.
Her şey Tokat için!