“Gözümle görsem inanmam !”
Herhangi bir olayda, adı geçen birisi için duyulan güveni, inanmışlığı ifade eden bir sözdür.
Ve bize hastır.
Öyle bir bağlanmışlık!
Psikiyatr ilminin izah etmekte zorlandığı bir ruh hali.
Dedim ya! Bize has bir durum bu!
Müge Anlı'nın programında anlatılan iki ayrı olay da bunun ispatı niteliğinde.
Birincisinde; ailenin damadı, yani enişte bey, cinayetten, sapıklığa, üfürükçülükten,
dolandırıcılığa kadar neler yapmış neler?
Ailenin diğer tüm fertleri ,konu komşu, tanıdık bildik herkes onun yaptıklarını ve yaşattıklarını anlatıyor. Anlatılanlar insanın kanını donduruyor. Hatta eşi olan kadın da belli ki mağdur ettiklerinin arasında ama kadın çıkmış diyor ki:
“Benim kocam yapmaz!”
“Eee bunca şahit ne o zaman ?” diye soruyorlar.
“Hepsi de yalan söylüyor!” diyor.
İkinci olay, yine bir damat olayı. Bu adamın da baldızı 15 yaşlarında ama kayıp!
Damat bey baldızını öldürdüğünü hem emniyette hem de yanında avukatıyla verdiği savcılık ifadesinde itiraf ediyor.
Hapiste.
Bu adamın eşi, yani öldürülen kızın ablası, kocasının itirafı da ortadayken:
“Benim kocam yapmaz! Ben inanmıyorum onun yaptığına!” diyor.
“Yahu biz demiyoruz kendisi diyor “Ben öldürdüm diye !” diyorlar ama nafile.
“Gerçekler ortaya çıkacak. Benim kocam yapmamıştır. Yapmaz” demeye devam ediyor!
Bize has dedik ya!
Aklıma bir fıkra geldi.
Uluslararası ölçekte bir kadın araştırması yapan sosyolog, dünyanın çeşitli ülkelerinde kadınlara bir soru sorar:
-Kocanızı başka bir kadınla yakalarsanız ne yaparsınız???
Soruya ülkelere göre verilen cevaplar ise şöyle olmuş:
İsveçli:Neyimi beğenmediğini sorarım.
Rus:Evi terk ederim.
Fransız: Sesimi çıkarmam, sevgilime gider beni teselli etmesini isterim.
İtalyan:Kadını vururum.
İspanyol:Kocamı vururum.
Yunanlı:Her ikisini de vururum.
Türk:Benim kocam yapmaz.?
Tabii ki bu durum sadece kadınlara has değil!
Hatta sadece bu konuyla da sınırlı değil.
Biz, inandığımız, güvendiğimiz birinin ki, bu siyasetçi de olabilir, eş dost, arkadaş veya akraba da olabilir.
Kusurunu görmezden gelebiliriz.
Yukarıdaki örneklerde görüldüğü üzere, ne yaparlarsa yapsınlar inanmaya, güvenmeye devam edenlerimiz yok mu?
Biz yanlışa yanlış demeyip üstelik bir de arkasında durdukça, onlar da yeni yalanlarla karşımıza çıkmıyorlar mı?
Bedelini ödemeden, bu kadar yalan söylenebilen başka neresi var?
Yanlış yapanın, yaptığından pişman olma ihtimali vardır belki!
Ama yanlışın arkasında ısrarla duran bir de diğerleri vardır.