**Her yıl bir yaş daha artıyoruz,yaşlanmak deniyor buna..Aslına bakılırsa doğar doğmaz yaşlanma süreci de başlamış oluyor.
**Takvim yaşı, beden yaşı,manevi yaş,zekâ yaşı...Bunlar arasında ''gelişmeye en müsait'' olanı,veya ''atlama'' yaptıranı zekâ yaşı olsa gerek;makyaj hileleriyle yirmi yaş ihtiyarlatmanın mümkün olduğunu parantez dışına alırsak...
**Altı yaşındaki bir çocuk,üç yaşındaki bir çocuktan zekâca ileridedir..Bu nasıl olmuştur? Okuma yazma bilmediğine göre sadece gözlem-sezgi- izlenim gibi etkenlerle tabii ki...Eğitim-öğrenim çağına geldiğinde bu alanlara bir de bilimsel bilgiler ekleniyor ve bu sayede zekâ beslenmeye devam ediyor..
**Fakat bu(beslenme), zamana ve eğitime herkeste doğru orantıyla bağlı olmuyor;eğer öyle olsaydı , sıfır zekâ ile doğan her insan üstün zekâlı olarak gitmiş olacaktı bu hayattan...Öyle olmadığını görüyoruz halbuki..Kırk - elli - altmış - yetmiş yaşına gelen bir kısım insanların zekâ yaşlarını bazı rakamlarda dondurduğunu görüyoruz...mesela elli yaşındaki biri on yedi yaştaki zekâsında kalmış..orada sabitlenmiş...Otuz yıl aynı espriye gülünür mü, veya yirmi yıl aynı fıkra anlatılır mı?Aynı hata üç yüz kere tekrarlanır mı?
**Bir de kendinde geliştirilebilir bir zekâ olduğunun farkında olmadan sırf başkalarının zekâ ürünlerini çalarak çırparak öylesine bir hayat sürenler var..Bu tipler, yaptıklarının bir nevi hırsızlık olduğunu değil de tam tersi bir nevi beceri olduğuna inanırlar.Özgün yaratıldığı halde zamanla kendini eksiltip sıradan bir kopya olmuşlardır...Zekâsız- düşüncesiz bir hayat sürerken ''duygularla hareket etmek'' anaforuna düştükleri için de,''akıl'' melekeleri ,''kullanılmayan uzuv körelir'' kuralına göre dumura uğramıştır.Düşünün ki aklıyla değil de duygularıyla hareket eden insanlardan oluşan bir toplum...yanlışlar içinde debelenip durur.
**Anaforlardan-derin kuyulardan-açmazlardan;kin , öfke,intikam gibi duygulardan medet umarak çıkılmaz,aslında kendi küpüne zarar veren sirke gibi -ekşimiş çözümler çıkar ancak.Akıl ise her daim yeni,her daim sürprizli,her daim ufuk açıcı çözümler arar....
**İşte herhangi bir insan nasıl ki zekâ yaşı ile beden yaşını -en azından- senkronize tutmaya çalışıyorsa;devlet adamları da ''devlet bünyesi''nin zekâ yaşına uygun davranışlar -yaptırımlar sergilemelidir. Komik durumlara düşmemek için !