Sevdanın yapragına düsen çig tanesi gönlüm korkuyor yalnızlıktan… Askın vuslat ısıgına hasret kalan kalbim dilek tutuyor kayan her yıldızda…
Aglamak istiyor bahtım her sızıda…Her seyin paylasıldıgı diyarı özlüyorum. Dünyada sustuklarımı haykırmak istiyor sevdam. Kayalıklara düsmekten yaralı yarınlarım kanadıkça kanıyor kabuk baglayan hayallerimde…
Susmanın, riyanın ve acının olmadıgı sonsuzluk diyarı; ben sana
ulasınca sınırsızca, sonsuzca sevecegim yâri. Maviliklerde kaybolacak prangalı sözlerim; özgürlüge yelken açacak gönlüm… Âh bir gelse ölüm;
âh bir sussa hüznüm…Hayatım yamalı bohça, yamadıkça baska baska elemleri kucaklıyor kaderim. Razıyım her bir seye lakin hüzünden uzak olsun
yârim.Özlüyorum ben seni sonsuzluk; asikâr olan su gönlümde, bazen beni çok zorluyor onsuzluk. Sükrüm sonsuza; sevdam ruhuma ruh katan
askıma, nabzımın nabzında atana…
Sevgili! Ömrümü bir bros yapıp yakana taksan… Ruhumu motifleyip bir halı dokur gibi dokusan ve kokunu bana nakıs olarak islesen
acep bir nebze azalır mı içimdeki hasret? Bir hücrem acep doyar mı sana? Sana bende olan ben kanar mı sahibim olan kalbine? Güler mi bahtımız
kaderle?Kossam sana dogru rüzgârınla bilinmeyen diyarlara uçsam… ama benim bilinmeyen diyarım yok ki; her mekân, her yer sen bana…
Sensiz aldıgım nefesler gülleri dikenli kılar; yoksa güller dikensiz...Bu hasretle, bu sevdayla bu ömür nasıl geçer? Benim gibi ölümü içtenlikle
kim bekler? Teslimiyet ve tevekkülle hangi âsık âsıktır benim gibi yârine? İçimde mütemadiyen bir aglama istiyakı, dagladıkça daglıyor
kalbimi, nefsimi… ama susturamıyorum içimden konusanları… Anladım ki susmayacaklar ve hep konusacaklar susadıgıma dâir…
Her seyin paylasıldıgı diyara varacagım bir gün… Ben o bir gün için yasıyor ve o bir gün için nefes alıyorum.
GÜNÜN DÖRTLÜGÜ
Sensiz kalmaz dünyanın, ne de ukbanın tadı
Sen yanımda olmazsan neyleyim ben o yâdı.
Ýstedigim sensin yâr, istedigim sonsuzluk
Gizlememe gerek yok Süveydâ onun adı.