Durup dururken ortada fol yok yumurta yok iken birden hemen gündeme Anayasa değişikliği ve Başkanlık sistemi getirildi. Adını da Devlet Bahçeli koydu.
Amacı neydi halen bilen yok. Aslında sadece adını koymadı; bir anlamda anayasa değişikliğine bu anlayışla destek verdiğini açıkladı.
Devlet Bahçeli'nin önceki görüşlerine tamamen zıt olarak yaptığı ani dönüş hareketi herkesi şaşrttı. Şu hikâye iki adım ilerisini göremeyenlere iyi bir örnek olsa gerek.
Hikâye:
“Yola dizilmiş bir kervanda en önde giden katır daima başı yerde olduğu halde, ikide bir tökezliyor, düşüp kalkıyordu. Katırın arkasındaki develerin başları havada, yolu hiç izlemedikleri halde, tökezlemeden yollarına devam ediyorlardı.
Katırın biri buna çok üzülür deveye sorar;
—Arkadaş! Bu nasıl iş? Sen başın havada, iniş olsun çıkış olsun en dar yollarda bile güzelce gidiyorsun, hiç kapaklanmıyorsun. Bense, başım önde tökezleyip dururum. Bu neden?
Deve şöyle cevap verir:
- Benim başım dik. Daima ileriyi görür, gelecek, tehlikeleri önceden sezinlerim. Ona göre önlemler alırım, düşmem. Sen ise üç adım öteyi göremiyorsun. Önüne bakıp duruyor, çukurları önceden göremediğin için, bir kör gibi içine düşüyorsun. Neden bu…
Hayatta her adımı atarken, önce ileriyi sonra da bastığın yeri görürsen kolay kolay tökezlemezsin.”
Sevr dayatmasıyla Anadolu paylaşılmış ve Türk Milleti dar bir alana hapsedilmişti. Türk Milleti Kurtuluş Mücadelesi sonunda bu Sevr paçavrasını yırtıp atmış ve 29 Ekim1923' de Cumhuriyeti ilan etmişti. Yeni Anayasa ile Parlamenter sisteme geçilmişti. “ Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir.” düsturu benimsenmiş ve doksan yıldır da bu böyle devam etmektedir.
Elli yılık bir maziye sahip olan bir partinin lideri hiç yoktan ortaya Başkanlık sistemini ortaya atıp tartışır hale getirdi.
Yıllardır partisi ve şahsına yapılan hakaretleri görmezden gelip tabanının sesine kulak vermediği gibi tabanını suçlayıcı ifadeler kullanıyor.Dün başka bugün başka konuşuyor.”Kraldan çok kralcı” kesiliyor. Bu güne kadar politik hayatı hep AKP'ye destek olmakla geçti. Kendi partisine bir hayrı dokunmadı ama iktidara hizmette hiçbir zaman geri durmadı.
Ortaya attığı başkanlık paketi maddeleri parlamentoda tartışılırken AKP Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu ülkenin kurucu kadroları için “100 yıllık prangadan kurtuluyoruz. İlk dört maddeyi kaldırmayı konuşmalıyız” diyor. Devlet Bahçeli buna sessiz kalırken tabanına diyor ki:
“Bizleri, başkanlığa destek verdiğimiz için eleştirenler, dar kafalıdır.”Tabanına hakaret eden bir lider daha o koltukta oturabilir mi?
Katır misali önünün iki adım ilerisini göremeyen bir lider o koltukta oturamaz. Artık Milli refleksler bir nabız gibi atıyor. Ülkü ocaklarının eski genel başkanları, bilinen kök adamlar ve ülkü devleri birer birer uç veriyor. Uyarılarda bulunuyor.
Bakınız, eski Ülkü Ocakları Genel Başkanlarının 'Başkanlık Sistemine” karşı ortak bildirilerinden bahseden eski başkanlardan Ünser:
“Bu bildiri, adalete, tarafsızlığa çağrıdır ve tek adamlığa bir karşı çıkıştır” diyor.
Ülkücüler sürü değildir. Onlar Kuvay-ı Milliye ruhuna sahiptirler.
Ülkücüler hep şunu düşünür: “Asıl olan vatansa, gerisi teferruattır.”