Medicana Sivas Hastanesi doktorlarından Kardiyoloji Uzmanı Dr. İsmail Erdoğu, 9 Şubat Dünya Sigara Bırak Günü dolayısıyla açıklamalarda bulundu. Erdoğu, OECD ülkeleri arasında sigara kullanımında Türkiye’nin ilk sırada yer alan ülke olduğunu ifade ederek, “Önemli bir sorun, günümüzde artık sigara içiciliği. Türkiye ne yazık ki OECD ülkeleri arasında en çok sigara içen ülke. İlk sırayı alıyor. Türkiye'de yaklaşık olarak sigara kullanım oranları yüzde 28’ler civarında. Erkekler daha çok kullanıyor. Ama son yirmi yılda kadınların sigara içme oranları artıyor. Erkeklerde de azalmaya başlıyor. Tabi sigaranın başlama sigarayı içme yaşı da gittikçe düşmeye başladı. Artık çok daha küçük yaşlarda sigara içiciliği var. Ciddi bir sorun. Şöyle düşünelim. Yıllık olarak tüm dünyada sigaranın bıraktığı ölüm yaklaşık sekiz milyon. Büyük bir pandemiyle karşılaştık. Covid'te başladığı günden bugüne kadar ölen insan sayısı yaklaşık yedi milyon. Yani biz yıllık sekiz milyon insanı sigaradan kaybederken covid çok büyük bir olay olmuştu. Zaten büyük de bir olaydı ama sigara ne yazık ki yeterince suçlanmıyor gibi görünüyor ya da alıştık diyelim artık sigaranın yapmış olduğu ölümlere. Sigara ciddi bir sıkıntı. Özellikle kalp hastalıkları, damar hastalıkları, akciğer hastalıkları, başta geliyor. Ciddi bir ölüm nedeni. Şunu diyebiliriz aslında. Sigaraya bağlı ölümler önlenebilir ölümler. Bir sigaradan eğer ki toplumumuzu kurtarabilirsek birçok ölümün önüne geçebiliriz. Şunu da çok net söyleyebiliriz. Sigaradan toplumu kurtardığımız zaman aslında toplumun da yaşam süresini uzatabiliriz” dedi.
“Sigaranın etkilemediği hiçbir organ yok”
Sigaranın neredeyse tüm organlara zararlı etkileri olduğunu belirten Erdoğu, “Sigaranın kendisi, en büyük etkisini aslında tabii ki doğal olarak ilk karşılaştığı yer olarak solunum sistemimiz daha sonra dolaşım sistemimiz üzerine çok ciddi etkileri var. Damarlarda sertleşme, akciğerde amfizem, bronşit gibi veya beyinde felce neden olma gibi yine damarsal kökenli kaynaklara neden olabiliyor. Bunun yanında daha birçok neredeyse etkilemediği hiçbir organ yok açıkçası. Cildimizden tutun gözümüze kadar. Üreme sağlığına kadar birçok hastalığın sebebi aslında. Bu hastalıklar ölüme neden olabilecek ölçüde ciddi rahatsızlıklar. Bıraktığımız anda yaşam süremiz artacak. Konforumuz artacak, sağlığımız yeniden yerine gelecek. Cildimiz bile değişecek hatta sadece sigara içeceği, depresyon nedeni bile olabiliyor. Depresif insanlar daha çok sigara içiyor ama sigara içmek de bir yandan depresyona neden oluyor aslında. Sigarayı bırakmak için ciddi çalışmalara, halk sağlığı çalışmalarına ihtiyaç var” diye konuştu.
“50 yaşın üzerinde sigarayı içme oranları gittikçe düşüyor”
Erdoğu, erkeklerin yaşının ilerledikçe sigarayı içme oranlarının oldukça düştüğünü ifade ederek, "Gelen birçok hastamız aslında içtiği sigaradan pişman, bırakmak istiyor. Kurtulmak istiyor. Ama nasıl mücadele edeceğini, nasıl bırakacağını bilmiyor. Bence birçok insanın aslında bir danışma merkezi gibi ya da bir yönlendiriciye, akıl alıcı kişiye profesyonel bir insana ihtiyacı var. Önce insanların bağımlılık düzeyinin bir belirlenmesi lazım. Ne ölçüde bağımlı. Artık Dünya Sağlık Örgütü şöyle diyor. Günlük bir tane sigarayı bile arzulayarak içiyorsanız siz bağımlısınız. Bunu içmezseniz rahatsız hissediyorsunuz kendinizi. Bu sizin bağımlı olduğunuzu gösteriyor. İnsanların bağımlılık oranı çok yüksekse bazen ilaç kullanmak sigarayı bırakmak için etkili olan bir yöntem. Ama sigara içiciliği daha az olan, ara verebilen, günde az miktarda sigara içen insanlarda tabii ki bu başarıya ulaşma şansı daha yüksek. Bence önce bir kere sigaranın zararlı olduğunda toplumun bilinçlendirilmesi, buna sosyal medya üzerinden, gazeteler üzerinden, televizyonlar üzerinden, belediyeler üzerinden bir çalışmanın yapılarak toplum bilgilendirildiği zaman zaten toplum kendisi de bunu bırakıyor. Biz şunu çok iyi biliyoruz. Örneğin 50 yaşın üzerinde sigarayı içme oranları gittikçe düşüyor. Erkekler gittikçe sigaraya başlamıyor. Sigarayı bırakıyorlar. Kadınlarda bu oran artıyor. Demek ki toplumun bir noktada refleksi var aslında bırakmak istiyor. Ama bence insanlara yeterince ulaşamadık. İnsanlar bugün halen daha zararlı etkileri hakkında çok bilgi sahibi değiller diye düşünüyorum. Kadınlarımız geçmişte bundan bir yirmi yıl önce sigara içme konusunda ebeveynlerinin baskısı, sokakta rahat içememe, toplumun halen daha işte bir kadının dışarıda sigara içtiğinde bakış açısından kaynaklı olarak üzerlerinde bir baskı hissediyorlardı. Ve bundan dolayı sigaraya başlama yaşları daha ileri yaşlara doğru gidiyordu. Bence kadınların birazcık daha bu noktada yakaladıkları rahatlık onların sigaraya başlamasını arttırdığı gibi görünüyor. Toplum artık kadınların da, kafelerde, dışarıda, sokakta sigara içmesi karşısında erkeklerde nasıl doğal bir şeyse doğal olarak kadınlarda da doğal gözüyle bakılmaya başlandı. Bu rahatlıkla sigaraya başlama, devam ettirme ve bağımlılık ihtimallerini arttırdı” şeklinde konuştu.
İHA