Niksar, Erbaa, Reşadiye ve Taşova ilçelerinde ki topraklarda tarihte Zeytin yetiştirildiğine dair birçok kalıntı ve kanıtların mevcut olduğu öğrenildi. Zaten bu gün de bu topraklarda az da olsa zeytin üretimi yapılmakta.
Niksar İlçe merkezinin yanı sıra çevre köylerde bulunan yüzyıllık ağaçların halen meyve veriyor olması da ayrı dikkat çekiyor.
Zeytin bilindiği üzere Akdeniz İklimine yakın yörelerde yetişen, sayısız faydalarıyla dünyamız için değerli endüstriyel bir bitki olmasının yanında, İslam inancına göre Kuran-ı Kerim de ve diğer kitabi dinlerde de adı geçen nadir bitkilerden olduğu biliniyor.
Niksar'da iki adet zeytin bölgesi olduğu birincisi Beyçayırı (Huruçayırı) Köyündeki zeytinlik, diğeri de Kümbetli (Herkümbet) Köyündeki zeytinlik. Herkümbet köyündeki zeytinliği zeytin ormanı olarak adlandırmak abartı olmaz, çünkü buradaki zeytinlik sandal ağaçları ile karışık bir orman oluşturuyor.
Bu bölge haricinde ayrıca Niksar Kalesinde bol miktarda zeytin ağacı mevcut.
Kelkit Vadisinde hali hazırda bu derece zeytin ağacı varken, yöre halkının bu duruma farkındalık göstermesi ve daha duyarlı olması bekleniyor.
ERBAA DA BİR GURUP ÖĞRETMEN KONUYA DUYARLILIK GÖSTERDİ
Zeytin konusuna önem veren Erbaa’da bir gurup öğretmen oluşturdukları Watshaap gurubu ile çevrede zeytin üretimini artırmak için faaliyete geçmiş bulunuyor. Erbaa Ziraat Odası başkanlığı önderliğinde Kaymakam ve Belediye başkanını ziyaret eden grup, gerekli desteği aldıklarını ifade ettiler.
VETERİNER HEKİM DE DAĞDAN TOPLAYIP SALAMURA YAPMIŞTI
Öte yandan Niksar’da uzun yıllardır veteriner hekimlik yapan doğa meraklısı 61 yaşındaki Duran Kaya, dağlardan topladığı (Delice) türü zeytinleri salamura yaparak, doğadaki yabani zeytinlerin önemine dikkat çekmişti.
Arkadaşları ile birlikte bazı tarihi ve doğal varlıkları kayıt altına almak amacıyla sürekli doğa yürüyüşü yapan veteriner hekim Duran Kaya, dağlarda kendiliğinden yetişen delice adı verilen zeytinleri tek tek toplayarak evinde salamura yapıp, üç farklı şekilde zeytinleri işlemişti.
Ünlü Coğrafyacı Amasyalı Strabon'un bildirdiğine göre yaklaşık 2000 yıl önce Taşova-Erbaa-Niksar "Fanorya" olarak bilinen çok zengin bir bölge idi. Dünyanın en ünlü üzüm, şarap ve zeytinleri bu bölgede üretilirdi. Yaklaşık 25 yıldır ifade ediyoruz iklim değişimi dönemi bu bölgeyi tekrar eski konumuna getirecektir tabiki Kelkit ırmağı ve su kaynakları korunur ve ilave su kaynakları sağlanırsa. Aksi halde bu bölge düşük rakımı nedeniyle kuraklıkla mücadele etmek zorunda kalacaktır. Tarım deseni değişmeli kuraklığa dayanıklı (zeytin, nar, üzüm, incir, antep fıstığı vb.) bitkisel üretim planlamaları yapılmalıdır. Sandal ağaçı ve Delice zeytinin olduğu her yerde bu ürünler ekonomik olarak üretilebilir. Bu bölgeye bir tarım üniversitesi kurulmalı ve iklim değişimi yaşadığımız bu dönemde bu bölge Türkiye'nin yeni tarım merkezi konumuna getirilmelidir. Ayrıca orman yangınlarına karşı çok ciddi önlemler alınmalıdır. Bu bölge makilik ve kızılçam ormanlarını barındırır, yangına açıktır.