Adalet Bakanı Tunç, Bilkent Otel ve Konferans Merkezi'nde düzenlenen 'Çocuk Teslimi ve Çocukla Kişisel İlişki Kurulması İşlemleri Değerlendirme Çalıştayı'na katıldı.
Buradaki konuşmasında İsrail'in Gazze'ye yönelik düzenlediği saldırıları kınayan Tunç, saldırılara sessiz kalan devletler ve uluslararası kuruluşlara birtakım eleştiriler yöneltti.
"Demokrasi, insan hakları, çocuk hakları, hukuk, adalet, özgürlük, güvenlik sözcüklerini dillerinden düşürmeyen uluslararası kuruluşlar ile devletler bu zulmü sessizce seyrediyor" diyen Tunç, dünyanın gözü önünde, çoğu çocuk ve kadın binlerce masum insanın, teknolojinin son ürünü ağır silahlarla öldürüldüğünü söyleyerek, "Gazze'de yalnızca çocuklar ve masumlar değil, insanlık ölüyor. Biz inanıyoruz ki o çocukların ahı, çocuk katliamlarını yapanları tutacak. Bu katliamı yapanlar, insanlığın huzurunda hesap verecekler. Buna yürekten inanıyoruz" ifadelerini kulandı.
Adli süreçte çocuk haklarının gözetilmesi ve çocuklara yönelik koruyucu destekleyici tedbirlerin etkinleştirilmesi doğrultusunda çalışmaları sürdürdüklerini hatırlatan Tunç, çocukların yaşları, fiziksel veya ruhsal durumları nedeniyle suçtan daha fazla etkilendiğini aktardı.
"Gereken tedbirleri gecikmeksizin almak durumundayız"
Bakan Tunç, çocuk haklarının aynı zamanda insan hakkı demek olduğunu vurgulayarak, "Bu noktada çocuklarımızı acı sürecin yıpratıcı etkilerinden korumak için gereken tedbirleri gecikmeksizin almak durumundayız. Bu sebeple hazırlığına başladığımız Yargı Reformu Strateji Belgesi ve İnsan Hakları Eylem Planı'nda, çocuk adalet sistemini onarıcı adalet yaklaşımıyla yeniden yapılandırılması ve mağdur odaklı bir yaklaşım benimsenmesini somut bir hedef olarak ortaya koyacağız" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, çocukların korunması noktasına çok hassas olduğunu dile getiren Tunç, "Henüz daha kanun yokken o dönemde Başbakanlık genelgesiyle Çocuk İzlem Merkezleri'ni uygulamaya koydu ve bu genelge sonrasında devam eden uygulamaları özellikle yasal altyapısını oluşturan kanun düzenlemelerini gerçekleştirdik ve ülke geneline yaygınlaştırdık. Çocuk mahkemesi sayısını arttırdık; 83'e yükseldi" dedi.
"Suça sürüklendiği iddia edilen' demek lazım"
Tunç, Çocuk Adalet Merkezi'nin ilk pilot uygulamasının Erzurum'da olduğunu hatırlatarak, "Ülke geneline yaygınlaştırarak gerek suç mağduru çocukların gerekse suça sürüklenen çocuklar, aslında 'suça sürüklenen' diyoruz ama 'suça sürüklendiği iddia edilen' demek lazım. Suça sürüklendiği iddia edilen çocukların da adliyelerden, yetişkinlerin bulunduğu yerlerden ayrı şekilde yargılamalarının yapılması noktasındaki çalışmalarımıza hız kesmeden devam edeceğiz" cümlelerine yer verdi.
"Hepimizin vicdanını sızlatan görüntüler vardı"
Çocukların velayetinin boşanma sonucunda bir tarafa verildiğini ve bu çerçevede çocukla kişisel ilişki kurulma süreci olduğunu belirten Tunç, şöyle konuştu:
"İcra memurları ve polisler vasıtasıyla çocuklar bir meta gibi, bir mal gibi alınıp o çirkin görüntüler, hepimizin vicdanını sızlatan görüntüler vardı. Bunun değişmesi gerektiği de yıllarca tartışıldı; ama uygulamaya konulamamıştı. Benim Adalet Komisyonu'nda olduğum dönemde yasalaştı. Sayın Bakanımızla da o dönemde görüşmelerimiz olmuştu. Sayın Cumhurbaşkanımızın özellikle 'bu kötü uygulamaları artık kaldırın' diye talimatları vardı. O uygulamaların artık bir yıldan bu yana olmadığını görüyoruz."
Tunç, çocuk görüşme merkezlerinde çocuğun üstün yararlarının korunması ve düşünülerek güzel bir çalışma gerçekleştirilebildiğine dikkati çekerek, "Elbette ki uygulamada bazı aksaklıklar, sıkıntılar olabilir. İşte bu çalıştayda, o aksaklıkları sizler gündeme getirdiniz. Onları da ortadan kaldırarak bu işleyişin daha verimli olmasını, daha çocuk yararının olmasını istiyoruz" ifadelerini kullandı.
İHA