Niksarlı Emekli Öğretmenler Duygularını Dile Getirdi
Niksarlı Emekli Öğretmenler Duygularını Dile Getirdi
Niksarlı Emekli Öğretmenler Duygularını Dile Getirdi
Uzun yıllar boyunca gerek Niksar’da gerekse birçok farklı ilçe okullarında öğretmenlik ve idarecilik yapmış olan Salih Demirdöven ve Mustafa Çakmak, yıllar boyunca eğitim camiasına hizmet etmenin gururunu yaşadıklarını söylediler.
42 Yıl boyunca gururla eğitimci olmanın onurunu yaşadığını söyleyen Salih Demirdöven; “Böyle bir günde özellikle tüm öğretmen arkadaşlarımın öğretmenler gününü kutluyorum. Bundan sonraki yaşamlarında; sağlık dolu, mutluluk dolu, başarı dolu, yıllar temenni ediyorum. 42 yıl milli eğitim camiasına hizmet ettim. Dolayısıyla öğrencilerimi, öğretmenlerimi çok seviyorum. Şu an arkadaşlar soruyorlar nasıl geçiyor emeklilik diye, emeklilik gayet rahat geçiyor ancak öğretmen arkadaşlarımı, özellikle de öğrencilerimi çok özlüyorum, onlarla birlikte olmayı çok özlüyorum. Öğretmenler Günü vesilesiyle, ben şunu ifade etmek istiyorum, görev yaptığım Ticaret Meslek Lisesinde yaklaşık 20 yıl müdürlük yapmıştım. O dönemde Ticaret Turizm genel müdürümüzün bir sözü vardı, o sözün arkasındayım. Tüm öğretmenlerin de o söz çerçevesinde hareket etmesini temenni ediyorum. Genel Müdürümüz şöyle bir söz sarf etmişti; öğrencisini Kendi çocukları gibi göremeyen öğretmenler iyi bir öğretmen olamazlar demişti. Bu gerçekten doğru bir söz. Öğrencilerimizi kendi çocuklarımız gibi görmemiz lazım. Kendi çocuklarımız için istikbal açısından neler ifade ediyorsak, neler düşünüyorsak onlar içinde aynı düşüncelerim. Tabi ki paylaşmamızda fayda var” dedi.
Mustafa Çakmak ise emekli olduktan sonra bile unutulmadıklarından dolayı mutlu olduklarını belirtere; “42 yıl bir ay 4 gün sonra emekli oldum. Bugün de 24 Kasım ilçe Milli Eğitim müdürlüğü ve okul müdürlüğü beni aradılar. Programa mutlaka gelin hocam bekliyoruz dediler. Tabii ki geleceğim dedim. Biz hep beraberiz, her zaman beraberiz. Niksar bizim, başka Niksar’ımız yok. Ben daha önce diğer illerde ilk görevim Ağrı’ydı. Şu anda oradaki öğrencilerimden öğretmen olanlar var, sürekli bana mesaj atıyorlar, önemli günlerde; kandillerde, cuma günlerinde daha sonra Niğde ilinde 3 yıl çalıştım. Oradaki öğretmen arkadaşlarım ve öğrencilerle görüşüyoruz. Üçüncü olarak görev yerim Hatay ili bu sene oraya gitmeyi çok düşündüm. İlçe Milli Eğitim Müdürümüz Hasan Şerifler’in kendi köyünün yakınında Akbez kasabasında 5 yıl bilfiil görev yaptık. Oraya bir ortaokul binası kazandırdık. Eşim de Türkçe öğretmeni onunla beraber gitmiştik. Geleceğimiz yılda bir lise kazandırdık ama defalarca milletvekilleriyle, Vali Bey’lerle, İlçe Milli Eğitim, İl Milli Eğitim Müdürleriyle mücadele ede ede bizim geleceğimiz zaman okul yapılmıştı. Biz buraya geldik. Daha sonra okulun açılışına gitmek nasip olmadı ama o okulda öğrencilerimiz devam ediyor. Ondan sonra Niksar’a geldik. Uzun yıllar, 9 yıl Mahmudiye köyünde ve farklı köylere çalıştım. Doktor İsmet Sakarya ilköğretim okulunda 4 yıl, en sonunda emekli olduğum Gazi Ahmet ilköğretim okulunda 19 yıl görev yaptım. Okulun bahçesi ve okulun içerisinde ayak basmadığım, emeğim olmayan, bir toplu iğne ucu kadar yer yok diyebilirim. Bunu da kıvançla söylüyorum. Mesleğimi severek başladım. Severek bitirdim. Bundan sonra da emekli olan arkadaşlara ve bizlere de Cenabi Allah uzun ömürler, sağlıklı ömürler nasip etsin” diye konuştu.
Yeni genç öğretmenlere tavsiyelerde de bulunan Salih Demirdöven; “Yeni öğretmenlere özellikle son dönemlerde, kılık kıyafet noktasında kendilerine yakışır, öğretmene yakışır bir tarzda öğrencilere örnek olacak bir biçimde giyinmelerini tavsiye ediyorum. Serbest kıyafet çıktıktan sonra özellikle velilerimiz okul bahçesine veya okula geldiklerinde, öğretmenleri şu an için tanıyamıyorlar ama önceden öğretmen olduğunu okulda tespit edebildikleri gibi bir pazar yerinde dahi alışveriş yaparken, ister Niksar’da olalım, ister Niksar’ın dışında herhangi bir yerde bir öğretmen edasıyla kıyafetiyle gördüğümüz zaman, tanımayan kişiler dahi hocam diye hitap edebiliyor. Bu da memnuniyet verici ama şu anda böyle bir durum söz konusu değil. Ben 42 sene bu camiaya hizmet vermiş, 29 yıl yöneticilik, geri kalanında da öğretmen olarak hizmet vermiş bir şahıs olarak, öğrencinin öğrenciye yakışır, öğretmenin de öğretmene yakışır giyinmesini, davranmasını istiyorum. Çünkü bir öğretmen her yönüyle öğrencisine, etrafına örnek olacak kişidir. Örnek olmalıdır diyorum. Ve de her şeyin başı sevgi, öğrencilerine sevgiyle davranmalarını ve sevgili onları kucaklamalarını istiyorum. Bundan sonraki hizmetlerinde de başarılar diliyorum” dedi.
Mustafa Çakmak da öğretmenlerin saygınlığını yitirmemesi gerektiğinin altını çizerek; “Bir örnekle açıklamak istiyorum. Yıllarca Fatih ilkokulunda müdürlük yapmış Bastürk abimiz Cuma günü, Mustafa bey ne yapıyorsun? Dedi. İyilik hocam emekli oldum dedim. Şaşırdı ve boynuma sarıldı, biraz konuştuk dedi ki ben sizin evin o tarafa doğru gidiyorum dedim. Hayırdır dedi. Dedim ki orada bir komşumuz var, bacanağım benim, onun doktor kızının düğünü var dedim. Haberim var dedi, beraber gidelim dedi. Hocam dedim sana teşekkür ediyorum dedim. Takım elbisesini giymiş, kravatını takmış, Cuma namazına gelmiş, biraz da Salih Hocamın dediği gibi öğretmene takım elbise, kravat, boyalı ayakkabı, ütülü pantolon yakışıyor. Şu sendikaymış bu sendikaymış, değil de öğretmenliği kutsal, vatan, millet, bir ülkü eri olduğunu unutmadan saygınlığını yitirmemekte büyük fayda var, tavsiyem budur” diye konuştu.