NİKSARLI GARGUK'U CUMHURBAŞKANI'NA ŞİKAYET ETTİLER
Niksar’ın Çepnibey Mahallesinde müstakil bahçeli bir evde yaşayan Emekli Öğretmen Ziynet Gökçe, evinin bahçesinde baktığı Garguk adını verdiği Tavus Kuşu’nun Cimer’e şikayet edilmesinden duyduğu rahatsızlığı dile getirdi.
Sosyal medya hesabından çok sevdiği Tavus Kuşu’nun mahalleli tarafından Cimer’e şikayet edildiğini iddia eden Ziynet Gökçe haber sitemize yaptığı açıklamada;
“Emekli öğretmenim, annem ve erkek kardeşlerimle yaşıyorum. Sokak hayvanlarım var. Genellikle yavruyken ya terk ediliyor ya da anneleri terk ediyor, onları veterinere götürüyorum, biberonla besliyorum.
Tavus kuşum var, internetten satın almıştım. Özellikle bütün hayvanlara, insanlara, kainata karşı büyük bir sevgi doluyum. Tavus kuşumla çocukluğumda Şehzade Şirazi'nin eserlerini çok dinlediğim için orada tavus kuşu hikayeleri geçiyordu o anekdotlar sayesinde büyük bir bağ oluştu. Yani hem psikolojik olarak hem de gönül bağım var. Bir çocuğum gibi belki bilmiyorum, belki daha fazla duygusal bir bağım var. Eskiden gezmeyi çok severdim, artık onu terk edip bir yere de gidemiyorum.
“Ben hayvanı öldüremem, öldürttüremem”
Mahalleli hiçbir zaman istemedi. Hep şikayetçi oldular. Şimdi de Cimer'e yazmışlar, Cimer'den bana yazı gelmiş. 7 gün içerisinde işte kaybedelim diye ben hayvanı öldüremem, öldürttüremem. Birine de verirsem bilemiyorum… Benim biraz sağlık sorunlarım da var. Hem fiziksel hem de fiziksel hastalığa bağlı olarak kullanılmış kortizonlardan kaynaklı psikolojik, psikiyatrik rahatsızlığım da var. Onun atağını, travmasını da nasıl atlatırım bilmiyorum. Yani patolojik bir sevgi ama sevdiğim hayvanın hiç kimseye bir zararı yok.
Zannediyorum, 2016 Aralık’tan beri bakıyorum tavus kuşuma. Adı, muhteşem diyorum. Gargamel vardı, çocukken izlediğimiz. Gargameli öğrenemedi ama Garguk iki hece olduğu için herhâlde kolay öğrendi. Garguk denildiği zaman geliyor. Ayrıca Muhteşem de diyorum.
“Bizden daha fazla tevekkül sahibi olduklarını düşünüyorum”
Olayın dini ve mistik boyutu olarak, hayvanların bizden daha dindar olduğunu düşünüyorum ve yani evreni de Allah’ı da, panteist görüşte, tasavvufta olup olmadığını bilmiyorum. Şeriat bakış açısı nasıl veya İslami açıdan, diğer dinler açısından nasıl bilmiyorum. Ama benim bu zamana kadar okuduğum şeylerden ve gördüklerimden biliyorum. Çünkü çok hayvan besledim, çok tedavi uygulattım. Bizden daha fazla tevekkül sahibi olduklarını düşünüyorum. Bizden daha insan olduklarını düşünüyorum. Çünkü örneğin, ben insan annelerinin bakmadığını ama kedilerin kendilerinden kat kat büyük hayvanlara karşı bile yavrularını savunduklarını gördüm. O yüzden hayvanlara karşı derin bir bağım var. Yani belki akıldışı bir şey ama öyle. Mesela her deprem öncesinde bu hayvan ötüyor. Bu gerçek bir şey. Bunu açıklayamadım, kanıtlayamadım ama bunu gerçekten gösterdim. Hayvanlarda bir tedirginlik oluyor.
“Beni psikolojik olarak rahatlatıyorlar”
Benim sanki psikiyatristim gibiler de. Gelip, rahatsızlandığım zaman, mutsuz olduğum zaman beni rahatlatıyorlar. Benim diğer insanlardan biraz daha fazla hissiyatım geniş, daha çok acı çekiyorum. Mesela başkalarına çok acı duyuyorum, bu hayvanlar onu hissediyorlar. Mutsuz olduğumda geliyorlar, penceremin önünde, bir telepatiyle, bir duygu yaşıyorum onlarla. Yani bu demek değil ki insanları sevmiyorum, çocukları sevmiyorum. Onlarla da diyaloğum var ama hayvanlara karşı daha farklı bir sevgim var. Belki köy çocuğu olduğumdan belki yalnız büyümüş olmamdan. Yani çok kardeşim var ama iç dünyası biraz otistik çocuk gibi çok derin olan bir çocuk olduğumdan olabilir. Hayvanlarla diyaloğum daha derin.
“Hayvan sevgimden dolayı hem annemle hem babamla mücadele ettim”
Belki de suç belki bir hastalık ama böyle yani. Ben bu hayvan sevgimden dolayı annemle çok mücadele ettim. Hatta babamla bile, benim babam çok dindar bir insan olmasına rağmen bunlara para harcamama kızdılar ama ben nasıl bırakıyım? Çok zor ölüyorlar aynı insan gibi acı çektiklerini görüyorum, yaralandıklarını görüyorum. Ben bunları bir insan olarak o durumda bırakamam yani çünkü insan olmanın getirisi bir başka insana bir başka canlıya, hatta organik, inorganik neyse ona olan görevimizi ifa edebilmek. Ben böyle düşünüyorum. Belki de yanılıyorum belki fazla hassas düşünüyorum ama en azından ben böyle düşünüyorum.
“Şikayet ettiklerini öğrendiğimde çok ağır bir travma yaşadım”
Tavus kuşunu Cimer’e şikayet ettiklerini öğrendiğimde nasıl bir duygu hissettim? Ben eğer kortizon ilaçlarını kullanmasam ve psikiyatri ilacı kullanmasaydım ağır bir depresyona girerdim. Çünkü bipolar denilen bir rahatsızlığım da var. O depresyon döneminde intihar gibi bir hayatım oluyor. Yani intihar etme değil ama aşırı düzeyde bir duygusallık, ruhsal bir çöküntü onun izahını yapamıyorum. Yani çok kötü oldum. Çok ağır bir travma yaşadım.
Bu sabah öğrendim şikayet ettiklerini. Ben elimden alınmasını istemiyorum. Yani maddi olarak benim arabam yok, evim yok. Evim babamdan kalma. Bir kocam yok, çocuklarım yok. Mesleğimde artık yok, işte bir emekli aylığım var ve hayvanlarım var. Benim kuşum var. Onu kalkıp da suni bir müdahaleyle, elimden koparılmasını ahlaki de bulmuyorum dini de bulmuyorum. İnsani, vicdanı hiçbir açıdan doğru bulmuyorum.
“İnsanlar, kendi sıkıntılarını başka canlılardan çıkarıyorlar”
Şikayet etmelerinin sebebi, baştan beri istemediler. Korkuyor da olabilirler. Mesela benim bir öğrencim serçeden bile korkuyordu. Bahar aylarında hayvanın üreme mevsiminde ses çıkarıyor, o sesten rahatsız olabilirler. Bir de insanlar artık apartmanda hayat yaşadıkları için gayri insani bir şeye dönüştü ve korkuları patolojik hal aldı. Başka durumlara olan sıkıntılarını hayvanlardan da çıkarıyor olabilirler. Yani doğaya nefretleri, sanata, insana, edebiyata, kadına… Bu olabilir, bilmiyorum. Başka bir şey aklıma gelmiyor.
Son olarak yani bu dünya hepimizin, yani Allah bu kainatı yarattıysa, bu evrende, hepimiz yaşıyoruz.” dedi.
Mahalledeki bazı kimseler tarafından Cimer’e şikayet edilen ve 2016’dan beri baktığı Tavus Kuşunun akıbetinin ne olacağı ise belirsizliğini koruyor.
Zeynep Nur ŞAHİN - Niksar Danişmend (Özel Haber)
CİMERE sizde yazın . Beslediğim tavus kuşunun kimseye zararı olmadığını,kendi evimin bahçesinden ayrılmadığını sırf hayvanlara karşı sevgimden mahalle sakinlerinin şikayetlerine maruz kalarak tarafıma MOBBİNG UYGULAMALARI NETİCESİNDE Fiziksel ve Ruhsal olarak hastalığının arttığını beyan et.Bu şikayet ortadan kalkar
Bu dünya sadece insanlar için mi yaratıldı? Neden insanlar yaşama hakkını kendinde sanar anlam veremiyorum.Üstelikte müstakil evde kendi arazisinde konuyu komşuyu ilgilendirmez.Sokakta havlayan köpeği susturabiliyormusunuz, kuşunda ötmesini engelleyemeyiz. Onlar Allah’ın sessiz kulları,
Niksarın hertarafı sokak hayvanları ile dolu sanki memleketin hertarafı barınak olmuş belediyenin barınağı ne işe yarıyor belediye ne işe yarıyor Çamiçi yaylasıda aynı İnsanların sahiplendiklerine değilde sahiplenemediklerini şikayet etsinler önce belediyediyeyi şikayet etsinler çok ayıp sahiplenilen hayvanları değilde
Hocam konuşmanızı sonuna kadar dinledim, bence siz bu kuşu kapalı bir alana alsanız daha iyi olur, yüksek tavanlı kafes gibi..