Son günlerde Türkiye’de vatandaşları derinden sarsan ve güvende hissetmemelerine neden olacak birçok asayiş vakası meydana geldi. Bir hafta içerisinde birçok öldürme, taciz, yaralama vakaları yaşandı. Yaşanan olaylar neticesinde yakalanan şahısların birçok suç kaydına sahip olduğu öğrenilirken toplum içerisinde rahatça gezmeleri ise vatandaşlarda derin bir korku ve güvensizliğe neden oldu.
MHP Tokat Milletvekili Yücel Bulut da dün İstanbul Beyoğlu’nda genç bir kıza tacizde bulunulması olayı üzerinden, artan suç vakalarına dikkat çekerken geç işleyen ve toplumda adalete, yargıya olan güvenin sarsılmasına yönelik de anlamlı bir paylaşım yaptı.
İngiltere’de yaşanan bir taciz olayı ve yargının bu tacize karşı verdiği cezayı örnek gösteren Milletvekili Bulut, “İngiliz yargıç, gece yarısı parktan geçen kızı korkutan adama, 7 yıl 7 gün hapis cezası verince şaşıran gazeteciler sormuş: "Adam kıza elini bile süremedi. Kaçan kızın çığlıklarına yetişenler de adamı yakaladı. Bu ceza çok değil mi?" Yargıcın yanıtı hukuk tarihine geçecek düzeydeydi: "Kızı korkutmanın karşılığı 7 gündür. 7 yıl, İngiliz kızlarının gece yarısı parkta dolaşma özgürlüklerine saldırmanın cezasıdır." Yıllar önce Hıncal Uluç tarafından kaleme alınan bu olay gerçek midir bilmiyorum! Kendisi gerçek olduğunu ima ederek bu örneği üç defa köşesinde kaleme almıştı? Bugün gündeme düşen bu iğrenç görüntüler bana bu olayı hatırlattı.” ifadelerine yer verdi.
“Umarım ki, bu aşağılık insanımsıların eylemlerinin, toplum huzuruna katkı sağlayacak İBRETLİK bir cezayla karşılık bulması sağlanır.”
Hakimlerin içinde yaşadığı topluma “yabancı” duramayacağından, toplum gerçeklerine duyarsız kalamayacağından bahseden Milletvekili Bulut, “Yargı, konulara her biri bir diğerinin aynısı birer “vasat” ya da ‘rutin’ olarak bakamaz. Mağdurların duygularına, dramlarına ya da acılarına bütünüyle kayıtsız kalamaz. Her bir olayı, toplumda yarattığı etkiyi de nazara alarak kendi şartlarında değerlendirmelidir. Hakim içinde yaşadığı topluma ‘yabancı’ duramaz, toplum gerçeklerine ‘duyarsız’ kalamaz. Her kararıyla kamu düzenine, kişi hak ve hürriyetlerine, toplum sözleşmesine ya olumlu bir katkıda ya da yıkıcı bir etkide bulunduğu bilmelidir. Her kararını TÜRK MİLLETİ adına veren yargı organları, her kararıyla TÜRK MİLLETİ’nin huzur ve sükununu, can ve mal güvenliğini tesis etmek hedefini de taşımalıdır. Umarım ki, bu aşağılık insanımsıların eylemlerinin, toplum huzuruna katkı sağlayacak İBRETLİK bir cezayla karşılık bulması sağlanır. Suça eğilimli kişilerin artan hadsizlikleri, fütursuzlukları ve özellikle kadınlara karşı suç işleme konusunda yükselen cesaretleri karşısında yargı organları, mağdurun savunmasız KADIN olduğu gerçeğini de mutlaka göz önünde tutarak, adalet duygusunu mutlak tesis edecek ve herkesi tatmin edecek etkili bir karara imza atmalıdır.” ifadelerini kullandı.