MESELE ‘NİKSAR’ MESELESİ!
Son günler de Ayvaz Suyu hakkında algı operasyonu yapılıyor. İyi gün dostu ve kötü gün dostu diye büyüklerimizin söylediği çok güzel bir deyim var. Bu durumun hangi statüde olduğuna siz karar verin.
Bundan çok değil 4 yıl önce her ay 50 bin TL zarar eden bir işletmeden;
-Avrupa’ya ihraç edilen bir su markası haline gelmesi
-Bayii ağının tüm Türkiye’ye yayılması
-Avrupa Kalite Ödülüne layık görülmesi
-Üstün Lezzet Ödülü alması
-Makine parkurunun yenilenmesi
-Türkiye’nin gözde bir suyu haline gelmesi
-Yaklaşık 15 Milyon TL yatırım
-Çalışan sayısının 25’den 55’e çıkması
vs. vs ve daha niceleri...
Şimdi ise eleştirilmesinin nedeni fiyatların yükselmesi. Yorumlara baktığımda tüm herkes birden sanayici ve iş adamı olarak doğru bildikleri belirtmişler.
Benim yorumum ise; Ülkemiz üzerinde oynanan oyunlar neticesinde doların bir haftada 4,50’den 7 TL’ye yükselmesi her sektör gibi Ayvaz İşletmesinide vurdu.
“Su bedava çıkıyor kardeşim” yorumlarınızı duyar gibiyim. Evet su bedavaya çıkıyor. Suyun maliyeti doğadır. 1400 yıldır bölgeye sağlık dağıtan bir su. Ama ülkemize pet şişe ithal ediliyor. Yani bu şişeler ülkemize döviz ile giriyor. Fabrika Müdürü Hikmet Subaşı beyin açıklamalarını okuduk. 2017 yılı sonunda dolar 3,60 iken hammaddenin ton fiyatı 1500 dolar civarında seyrediyor. Gelelim 2018 yılına.. Bir anda dolar 6.50 ile 7.00 TL arasında değişkenlik gösterirken, hammaddeye de zam geliyor ve 2000 ila 2100 dolar’a yükseliyor.
Su dolara mı endeksli diyenlere bence en büyük cevap diye düşünüyorum.
Niksar’ın yerli sermayesi olan Ayvaz İşletmesi Niksar’ın ve Niksar’lınındır. Öncelikle şuna karar vermek gerekiyor. Suyumuz zarar etmeden bu ekonomik oyunun içerisinden zarar görmeden çıksın mı yada zararına mal satarak işletme bir uçurumamı sürüklensin.
Ben derim ki suyumuz 2014 öncesi gibi bulsakta içsek demektense, suyumuza sonuna kadar sahip çıkarak geleceğe taşımak en önemlisidir.
Gün suyumuza sahip çıkma günüdür.
Mesele #Niksar meselesidir.
Mehmet TÜRKÜ