İslam karşıtı batılı güçler, batı kamuoyunu müslümanlara karşı kışkırtmak ve İslamdan nefret duymalarını sağlamak için kurdukları, adı müslüman olan vahşi terör örgütlerini, hem müslümanların hemde batılı halkların başına bela ettiler. Bunu en iyi bilen ABD, AB, İsrail, İngiltere ve Vatikan olduğu halde bu gerçeği inkar etmek suretiyle müslüman kamuoyunun kafasını karıştırıp, onları kendilerini savunamaz hale düşürerek, İslam düşmanı güçler karşısında mahcup bırakıp, emperyalist planlarını rahatça uygulamak isterler. Onlarca yıl evvel işgal ettikleri müslüman ülkelerin başına getirdikleri, aşağılık rejimler ve zalim diktatörler eliyle ümmet coğrafyasını kan gölüne çevirdiler. Mısırda hüsnü mübarek, Libya'da Kaddafi, Irak'ta Saddam, Suriye'de Hafız Esad şuan oğlu Beşar vs hep bunlara hizmet eden satılmışlardı.
Bizde ise milli şefler, 27 Mayıs darbecileri, muhtıracılar, seksen ve 28 Şubat darbecileri hep aynı amaca hizmet ettiler. Şimdi ise artık darbeler ve darbeciler yerine içeriden ve dışarıdan buldukları hain işbirlikçilerle terör örgütlerini birleştirerek, aynı işi yapmaya ve yaptırmaya çalışıyorlar. İslamın ve müslümanların son kalesi olan Türkiye'yi, sağ duyunun sesi, mazlumların nefesi olduğu, seksen yılda yapılanları ondört yılda beşe katlayarak destanlar yazdığı halde, hükümeti ve devleti daeş denen terör örgütüyle iş tutuyor diyerek ülkeyi o sefil emperyalist ülkelerin önüne atmak için çırpınan hainlerin koro halinde, hayasızca nakarat etmeleri, bunun en açık delilidir. Artık, geliştirebilecekleri yeni bir hile kalmadı. Dünya değişiyor ve değişecek. Şeytanın hilesi zayıftır. Mülk Allah'ındır. O, mülkünde, zulmü ebediyen payidar kılmaz. Allah işinde galiptir. Hakkın karşısında batılın hükmü yoktur.
Yeterki bizler, bilincimizi diri tutalım.