‘Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil.'
Şairin dediği gibi, susmaya gönlüm razı olmadı. Birileri rahatsız olsa da gönül defterimi açacağım.
Niksar kadim şehir...tarihiyle, tabiatıyla, kültürüyle. Güzel insanlar yaşar bu coğrafyada..Arkadaşlık, dostluk, komşuluk, vefa, sevgi... nakış nakış işlenmiştir gönüllere.
Sadece insana değildir sevgisi Niksarlının, meyveyi dalında, çiçeği yerinde sever.
Maduru deresinde küçük bir çocuğun, elindeki bisküviyi, minik bir sokak kedisiyle paylaştığını hayranlıkla seyretmiştim. Hemen aklıma gelmişti o güzel söz: 'Bölüştükçe tok, bölündükçe yok oluruz.' İşte bu sevgi bizi biz yapan özellik.
Hangi saikle seversen sev, yeter ki gönlünde sevgi çiçekleri açsın. İster Karacaoğlan'ın sazına, İster Yunus'un sözüne yansısın.
Bu güzel yurt köşesi son günlerde bir tehlikeyle karşı karşıya.
Eğer iptali gerçekleşmezse, üç köy ve çevresinde maden aranacak. Ruhsat 38 bin dönüm için. Bazı dostlarımız 'Canım ne tehlikesi olacak, ülkenin zenginleşmesine karşı mısınız? Bırakın servet yerin altında değil üstünde olsun diyorlar. Bu söz elbet de muhatabı için vatan hainliğinin yumuşatılmış şekli...
Halbuki kazın ayağı öyle değil.'Hubbü'l vatan, minel iman.' (Vatan sevgisi imandandır. Hadisine gönülden bağlıyız. Vatan, millet, bayrak sevgimiz asla tartışılamaz. Ülkemizin gelişmesi, zenginleşmesi, refah ülkesi olması en büyük dileğimizdir.
Bu maden işine niçin karşıyız?
*En başta Niksar'ın coğrafi ve jeolojik yapısı müsait değil. Birinci derece deprem kuşağında, fırtına, sel, heyelan gibi tabi afetlere her an açık.
*Maden arama işini yapan devletimiz değil. Ülkemizde bu sektör maalesef yabancı şirketlerin adeta tekelinde..206 yabancı şirket maden arama ruhsatı almış. Bunların birçoğu ya Türk firmalarını taşeron olarak kullanıyor ya da küçük hisse veriyor. Lütfen bu hususu göz ardı etmeyelim. Alacağını alıyor, yüzde bir ikisi devlete verip gerisini alıp götürüyor. Bize kalan ot bitmez, canlı gitmez, zehirli atıklarıyla kirlenen, yer altı suları. Hayırlı olsun!
'Efendim nereden biliyorsunuz böyle olacağını'
Görünen köy kılavuz istemez. Yapılanlar ortada. En yakın Fatsa'ya bakın, müsaitseniz maden aranan yerleri bir görün. İnsanlarıyla konuşun. Zamanında uyanamayanların nelerle karşı karşıya geldiklerini dinleyin. Ne taahhüt edilmiş, ne yapılmış.
13 bin ağaç kesilecek denmiş,600 bin ağaç kesilmiş,13 hektar izni alınmış 613 hektar tahrip edilmiş. Sözleşme bitmiş çalışma bitmemiş. Girdikleri her yerde uygulama bu. Niksar'da 38 bin Erbaa'da 20 bin dönümle yetineceklerini mi sanıyoruz. Hele sarı öküzü bir feda edelim sonu ne olur görürüz.(Yazıyı uzatmamak için ilgili anekdotu anlatmıyorum). Sıra Kaz dağlarından sonra oksijen açısından ikinci sıradaki, Tokat kebabıyla özdeşleşen Çamiçi'ne; Kekik kokan, alıç, ancap kızılcık diyarı Keltepeye, Reşadiye kırsalına, yemyeşil yaylalara, münbit arazilere gelecek. Anlaşılıyor ki bir koku aldılar...Kuşkuluyuz!
İnanmıyoruz doğayı tahrip eden şirketlere. ''Kan kokusu almış bir köpek balığından daha tehlikelisi, ALTIN /MADEN kokusu almış bir emperyal şirkettir'' İmzamı atıyorum bu sözün altına.
Mutluyuz, Niksarlı işin farkına vardı. _Bazı çevreler hala kan uykusunda olsalar bile_
Mücadele demokratik hakların kullanılması mücadelesidir. Mücadele hukuki yollardan hak arama mücadelesidir. Asla kargaşaya, kavgaya, hakarete meydan verilmemelidir. İstismara yeltenenlere dikkat edilmelidir.
Kent Konseyi Başkanı Sayın Suat Boynudelik'in makul, mantıklı, kararlı tutumunu görüyoruz. Oluşturulan Hukuk, Bilim, TBMM bilgilendirme, İletişim, Köyleri bilgilendirme, Sosyal medya masalarında görev alan ,dışarıdan destekleyen herkese şükran borçluyuz.
İlçedeki medya kuruluşlarının, sivil toplum örgütlerinin ,siyasi partilerin, derneklerin, taşradaki Niksar derneklerinin, Niksar gönüllülerinin, bazı milletvekillerinin SAMİMİ GAYRETLERİ HER TÜRLÜ TAKDİRİN ÜZERİNDEDİR..
Mesele Niksar'dır, Erbaa'dır, Reşadiye'dir, Taşova'dır, genelde tüm Türkiye'dir. Politik bakmıyoruz, politik düşünmüyoruz, bu gözlükle bakanlara da 'Sel gider kum kalır'. Niksar sevdanız ve sevdamız olsun diyoruz.
Niksar'ın, Erbaa'nın, Reşadiye'nin üstü altından kıymetlidir. Bu anlayış içinde birlik oluşturacaklar. Zira birlikten kuvvet doğar, Sesler daha iyi yankılanır.
Bizim için de: Niksarlı olmak yeter.
Tabiata, kurda, kuşa, börtü böceğe, niye bu kadar titizlik gösteriliyor diyenler için bir anekdotla yazımı bitireyim.
Kanuni'nin çok sevdiği ağacı, karıncalar istila eder. Şeyhülislam Ebussuut Efendiye hitaben: ''Dirahda(ağaç) ger ziyan etse karınca
Günahı var mıdır anı kırınca.''der.
Ebussuut cevap verir: ''Yarın Hakkın divanına varınca
Süleyman'dan hakkın alır karınca...''