213 sayılı V.U.K.nunun mükerrer 298. Maddesi ve geçici 25. Maddeleri uyarınca 31.12.2023 tarihi itibariyle işletmelerin bilançoları enflasyon düzeltmesine tabi tutulmuş olup, işletmelerin parasal olmayan kıymetlerinin günün cari değerlerine getirilmesi sağlanmıştı. Ve 31.12.2023 tarihi itibariyle oluşan değerleme farkları da işletme bilançolarında gösterilmiş olup kar zarar tespitinde dikkate alınmamıştı.
2024 yılında da enflasyon düzeltme şartları devam ettiğinden yine enflasyon düzeltmesi yapılmıştır. Düzeltme sonucu oluşan değerleme farkları bilançolarda gösterilmiştir. V.U.K.nu mükerrer 298 nci maddesinin (A) fıkrasının (m) alt bendi “ Enflasyon düzeltme hesabının bakiyesi gelir tablosuna aktarılmak suretiyle kapatılır .” hükmü ile değerleme farklarının vergi matrahına ulaşacak şekilde gelir tablosuna aktarılması sağlanmıştır. Dolayısıyla bilanço aktifindeki parasal olmayan kıymetlerin değerlemesi sonucu çıkan tutarın, bilanço pasifindeki parasal olmayan değerlerden fazla olması halinde kar çıkmakta, bu da vergi matrahına ilave edilmesi sonucunu doğurmaktadır. Pasifteki parasal olmayan kıymetlerin değerlemesi sonucu, aktif değerlerin tutarından fazla çıktığında zarar çıkmaktadır.
Öz sermayesi kuvvetli olan firmalar, cari faaliyetlerinden kar etseler bile, değerleme sonucu zarar çıkacak, öz sermayesi düşük olup borçlu firmalara ise kar çıkacaktır.
Bu durum Anayasamızın 73. Maddesindeki “ Herkes, kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre, vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır. “ hükmüne aykırıdır. Zira değerleme farkları, mevcutların parasal değerinin enflasyon nedeniyle değiştiğinin göstergesi olup mali gücü göstermemektedir. Örneğin; işletmenin 5 yıl önce 1.000.000.-TL sına alınmış bir taşıtı var. Ve bu yıl hiç taşımacılık yapmamış, çalıştırılmamış, gelir elde etmemiştir. Bu günkü değeri ise enflasyondan dolayı 3.000.000.-TL olmuş. Bu iki değer arasındaki fark kar kabul edilip bunun üzerinden (şirket olduğunu kabul ettiğimizde) % 25 oranıyla 500.000.-TL kurumlar vergisi ödeyecektir.
Bu durum, anayasamızın hem mali güce göre vergilendirme, hem de vergi yükünün adaletli dağıtımı ilkesine aykırıdır. Anayasa Mahkemesine, hayat standardı ile ilgili olarak açılan bir davada özetle, “ Gelire dayanmayan bir vergilendirme yöntemi ise Anayasa’ya aykırılık oluşturur” diye kararı vardır.(AYMK: E.1991/7, K.1991/43, KT. 12.11.1991)Bu uygulama devam ederse genel bütçe vergi gelirlerinde artış değil azalış olacaktır.
Vergi gelirlerinin artırılmasına dair yazılı çalışmamı daha evvel sayın milletvekillerimize elden takdim etmiştim. Yasa koyucuların bu ikazımı dikkate alacaklarını umar emek verenlere/ vereceklere şimdiden teşekkür eder, adil ve mali güce uygun vergilendirme sisteminin en büyük dileğim olduğunu belirterek tüm okuyucularıma selam ve saygılar sunarım.
Niksar/26.09.2024
Fazlı Bayram
S. M. Mali Müşavir
Adres: F. S. Mehmet cad.No:135 Niksar