Birinci Dünya Savaşı sonrası ilan edilen 30 Ekim 1918 Mondros Ateşkes Antlaşması hükümlerince Anadolu'nun büyük bir bölümü İtilaf kuvvetlerince işgal edilmeye başlanmıştı. Bu işgaller daha sonra Osmanlı Devleti'nin başşehri İstanbul'da (13 Kasım 1918 'de ilki ve 16 Mart 1920 tarihinde de ikincisi başladı. Bitip tükenmeyen bir savaş, göçler, cepheler ve sonrasında ortada kalan şehit aileleri ve çocukları memlekette apayrı bir drama sahne oluyordu. Ortaya çıkan bu hazin tabloya kurulmuş yabancı ve milli yardım kuruluşları kayıtsız kalmadı. Biz bu yazımızda o zor yıllarda Anadolu'da faaliyet gösteren Himaye-i Etfal Cemiyeti'nin kuruluşu ve sonrasından bahsetmeye çalışacağız.
Himaye-i Etfal Cemiyeti
İstanbul Himaye-i Etfal Cemiyeti Birinci Dünya Savaşı yıllarında 11 Ağustos 1917 tarihinde çocukları korumak amacıyla kuruldu.
Buna benzer bir yapılanma olarak kabul edeceğimiz Fransız Kızılhaçı Kadınlar Cemiyeti, İstanbul'da işgal yıllarında yoksul ve yardıma muhtaç Türk çocuklarının süt ihtiyacı ve bakımı için “Süt Damlası –küçük çocuklar için muayenehanesi “adlı bir Çocuk Bakım Yurdu kurdu. Millî Mücadelenin kazanılıp Cumhuriyetin ilan edilmesinden sonra Nisan 1924 'de Fransızlar bu cemiyetin bünyesindeki Süt Damlasını Himaye-i Etfal Cemiyeti'ne bağışladı.
İstanbul'dan sonra 30 Haziran 1921'de Ankara'da daha sonra Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu adını alan Himaye-i Etfal Cemiyeti adıyla kuruldu. Birinci Dünya Savaşı ve onu izleyen bir süre çetin ve acılarla dolu savaşların doğurduğu yıkımlarda uzak olmak üzere şehit çocukları ile bakıma muhtaç diğer çocukların korunması için kurulan cemiyetin kurucuları arasında çok sayıda milletvekili vardı.1921 yılında 10 şube,1925' de Tokat dahil 52 vilayette şube açılmıştı. Bu sayı 1930' da 479 'a, 1935' de 612 şubeye ulaşmıştı. Cemiyetin gelirlerini aidatlar, rozet satışları, kumbaralar, kartlar, çiçek satışları, balolar, piyango, müsamere, pullar, lüks telgraf kağıtları, bağışlar, kurban derileri, fitreler ve diğer etkinliklerden elde edilen paralar oluşturuyordu.
Cemiyet, Cumhuriyetin ilk yıllarında şehit çocuklarının sayısının on dört binden fazla olduğu bir ortamda cephede ve cephe gerilerinden toplanıp kafile kafile Ankara'ya gönderilen kimsesiz çocukların himayesi ile işe başladı. Cemiyet, devletin ve halkın yardımlar açısından kısa sürede bütünleştiği kuvvetli bir sosyal yardım kuruluşu haline geldi.
1921 yılında Ankara'da kurulan Himaye-i Efdal (Çocuk Esirgeme Kurumu) çalışmaları içinde süt damlası projesi başlattı.
Başlangıcında teknik ve sıhhat açısından mevcut imkanlarla uygulanan bu proje zamanla geliştirildi. 1927 yılında Avrupa'dan ağzı lastikli, yaylı tıpalı özel şişeler getirilip sütler bu şişelerde annelere dağıtıldı.1927' den itibaren tüm çocuklara parasız sağlıklı pastörize şişe süt dağıtımına başlandı.
Aynı yıl Himaye-i Etfal Cemiyeti tarafından 23 Nisan Çocuk Bayramı olarak kabul edildi.
23 Nisan 1921'de Mecliste Hakimiyet-i Milliye Bayramı olarak kabul edilmiştir.23 Nisan 1923'teki kutlama programına Atatürk de katılmış ve bayramın aynı zamanda Çocuk Bayramı olarak da kutlanmasını istemiştir.
1927 yılında önce 23 Nisan “Çocuk Günü” ve “Çocuk Bayramı “gibi kavramlarla açılmış, ilk kapsamlı Çocuk Bayramı kutlamalarına 23 Nisan 1927 yılında başlanmıştır. Çocuk Bayramı Mustafa Kemal Paşa ve hükümetin de desteğiyle 1929 yılında Çocuk Haftası adıyla yedi güne çıkarılarak, kutlamalardaki aktif görev Türk Ocaklarına verilmiştir.
1925 tarihli Nizamname
Ankara Himaye-i Etfal Cemiyeti Nizamname-i Esasi başlığını taşıyan 68 maddelik 30 Haziran 1921 tarihli ilk Nizamnameyi yayınlamış bunu 1925 tarihli Nizamname takip etmiştir.
1925 tarihli Nizamnamenin 2.maddesinde bu amaçlara yönelik olarak:
-Muakkas süt dağıtma yerleri oluşturulmalı
-Fakir ve hasta çocukların tedavilerine yardım
-Doğumlarda müracaat edenlere yardım
-Fakir çocuklara gıda ve malzeme vermek suretiyle yardım gibi önemli maddeler yer almıştır.
Atatürk'ün Yurt Gezisi Raporu
17 Kasım 1930 -6 Ocak 1931 tarihleri arasında birinci, 26 Ocak -2 Mart 1931 tarihleri arasında ikinci yurt gezisine çıkan Mustafa Kemal 21 Kasım 1930 tarihinde de Tokat'a gelmiştir. İnceleme gezisi sonrası hazırlattığı raporunda: Yeterli miktarda süt damlası, doğum evleri, çocuk yuvaları ve kreşler açılmalı maddesi yer almıştır.
Cemiyetin 1933 yılı itibarıyla kurulan 9 Süt Damlası içinde Tokat'ta yer almaktadır. Ayrıca yeni açılan 28 Aşhane arasında Tokat'ta bulunmaktadır.11 Şefkat Yurdu'ndan biri de Tokat'tır.
Bu hayırsever cemiyet 1934 yılında Çocuk Esirgeme Kurumu adını aldı.1937 yılında Kamu yararına çalışan cemiyet olarak kabul edilmiştir.
Tokat'taki Çalışmalar
Tokat'ta bu alandaki çalışmalar özellikle 1924 -1925 yılları arasında bir yıl kadar görev yapan Vali Mehmet Rahmi Gökçe (1885-1977) zamanında başarıyla yürütülmeye başlandı. Savaş sonrası sağlıklı kuşaklar yetiştirmek için annelere pastörize süt dağıtımı, muayene ve tedaviyi amaç ederek şimdiki belediye binasının arka kısmında bulunan iki katlı ahşap bir binada bu hizmetler yapılmıştır. Fukara annelere ve çocuklarına süt dağıtmak üzere Çocuk Esirgeme Kurumu Süt Damlası olarak tesis edilen yerde hizmetler uzun süreli olmamış daha sonra Belediye Tabipliği olarak 1970'li yıllara kadar halk sağlığı alanında hizmet vermiştir. Halkımız bu binayı daha çok Süt Damlası adıyla anmıştır.
Arşivimizde bulunan 1926 tarihli bir fotoğrafta: “20 Nisan 1926 Tokat öksüzlerinin Salih Beyzade Mehmet Efendi'ye hatıra-i minnet ve şükran” ifadeleri ile birlikte ve dönemin valisi Kadri Bey (Üçok), Belediye Başkanı Hacı Ali Bey (Yağcıoğlu) Kolordu Komutanı Naci Tınaz Paşa, Salih Beyzade Mehmet Efendi (Bekçioğlu), İmam Kuzuluoğlu Ömer Efendi, öğretmen ve öğrenciler bulunmaktadır.
1923- 1927 yılları arasında Tokat'ta görev yapan Kolordu Komutanı Naci Tınaz Paşa (1882-1964) bu hizmetlere Himaye-i Etfal Cemiyeti Başkanı olarak öncülük yapmıştır.16 Kasım 1927'de Milli Savunma Müsteşarlığı'na atanan Naci Tınaz Paşa'ya gerek komutan gerekse Himaye -i Etfal Cemiyeti Başkanı olarak yaptığı hizmetlerle kendini çok sevdirdiğinden dolayı Tokat Belediyesince tevcih edilen “Tokat Hemşeriliği Mazbatası “encümen ve Belediyece seçilen bir heyet marifetiyle verilmiştir.
Bizim çocukluğumuzda bu tabiplikte devlet adamlarımızdan Rıza Akdemir'in eşi olan Dr. Nermin Yıldız (Akdemir- 1930-2009), Dr. Necmettin Öncül ve halk arasında Sünnetçi Taci adıyla bilinen Sağlık Memuru Tacettin Günaydın (1928-2011) görev yapıyordu. Yıkılan bu binanın yerinde şimdi Tokat Belediyesi Hizmet Binası bulunmaktadır. Halk arasında süt dağıtımı yapılan bu binanın önündeki çocuk parkının bulunduğu bölgeye de Süt Damlası adı verilmiştir. Çocuklarla ilgili bazı sosyal etkinlikler mülki, mahalli yöneticiler ve halkın katılımıyla burada gerçekleştirilmiştir.