SELAHATTİN YARDIMCI (KARA SELAHATTİN)
6 Mart ve 2 Haziran 2022'de Tokat'ta Yüksel Yardımcı ile yapılan görüşmelerden:
Yüksel Yardımcı 1966 Tokat doğumlu. İlkokulu Yeşilbağ İlkokulu'nda okumuş. Cumhuriyet Ortaokulu'ndan ayrılmış. Askerliğini 1986 yılında İstanbul'da yapmış. 1992 yılında Ayşe Hanım ile evlenmiş. İki erkek, iki kız evlat sahibi. Babası Selahattin Yardımcı'yı ondan dinliyoruz:
“ Babam 1939 Tokat doğumlu. İlkokulu önce Küçük Beybağı'nda Kenanların evi denilen yerde sonra Yeşilbağ İlkokulu'nda okumuş. Babası Hacı Salih Efendi, annesi Atike Hanımdır.
Askerliğini Hatay /Dörtyol'da yapmış.1960-1961 yıllarında. 1963 yılında Bakiye Hanım ile evlenmiş. İki erkek , iki kız evlat sahibi.
Askerden önce at arabacılığı yapıyormuş. Askerden gelince Taşhan' a geçiyor. Dedem Hacı Salih sebze ve meyve alıp çevre ilçelere ve bazı büyük köylere pazarcılık yapıyormuş.
Sonra Taşhan'da kendi aralarında altı kişi ortaklık kuruyorlar. Duran Temel, Bekir Keklikçi, Mustafa Battal, Mehmet Urgancı, Nazım Aşar, Osman Ayçabaş . Bunlar bölge bölge paylaşım yapıyorlar. Kimisi Akkuş'tan patates işine giriyor, kimisi elma işine. Çat kasabasında Hakkı Ağa'nın elma bahçesi vardı. Toplanan elmalar depolanır ve lazım oldukça parça parça getirilerek satılırdı.
Bunlardan üç ortak Duran Temel, Mustafa Battal ve Bekir Keklikçi Yeni Halde komisyoncu dükkânı açtılar. Diğer ikinci grupta pazarcılığa devam ediyordu. Hacı Osman Keçecioğlu ve babam da nakliyatçılığa başladılar. 1969- 1984 yılları arasında bu ortaklık düzenli bir şekilde devam etti.
O günün şartlarında sermaye sıkıntısı var haliyle. Kendi aralarında görev dağılımı yapıyorlar.
Zamanla kiralık nakliyatçılık ihtiyacı doğuyor. Pazarlar gitmek için eski de olsa bir kamyonumuz olsun diye 1971 yılında Yeni Hal açıldığında bir kamyon satın aldılar.
Komisyoncu Hacı Osman Keçecioğlu yalnızdı, ben yoruldum, dedi. 1984' de babamla işe ben devam ettim. Kendi arabamızı aldık.1994 yılında babam emekli olup işi bıraktı. Ben de 1999 yılında halden ayrılarak Şoförler ve Otomobilciler Odası'na işe girdim. Babam da 2021 yılı Aralık ayında vefat etti.
Babamın şu anda Taşhan'da Arıcılar Birliği'nin yerinde dükkânı vardı. Ben hep pazarların içinde oldum. Başta Yıldızeli ve Şarkışla olmak üzere Tokat'ın bütün ilçelerine gidiyorduk.
BMC AN 477, 50 NC 60 DL 314, FORD 60 AC 533 kullandığımız kamyonlarımızdı.
MEHMET (ÖMER) DİZELCİ
Yeni Hal yanında Nakliyatçılar sitesinde Selçuk Nakliyat sahibi Celal Dizelci ile 8 Haziran 2022 tarihinde yapılan görüşmeden: Celal Dizelci 1950 Tokat doğumlu.
Mehmet (Ömer Dizelci) 1930 Tokat doğumlu. İlkokul mezunu.1948 yılında askere gitmeden evlenmiş. Askerliğini Isparta'da yapmış. Üç erkek, bir kız evlat sahibi. Vefatı 1996.Söz oğlu Celal Dizelci' de:
“Ben de ehliyetimi 1968 yılında aldım.1970 yılında büyüttüm. On yaşında direksiyon başına geçtim. O zaman ehliyeti belediyeler veriyordu.
Mersinden mal çekilirdi. Önce Moris sonra Thames sonra da Ford kamyon aldık. Şoförlüğünü kendim yapıyordum. Tokat, Mersin sebzesini bilmezdi.1965-1966'lı yıllardan sonra oradan sebze -meyve gelmeye başladı. Taşhan 'daki şoförler arasında hatırladığım Altındişin İbrahim (İbrahim Uzunkaya) Rıza Urgancı (babam yetiştirmişti) ve Selahattin Göçgün vardı.
HACI TURAN TÜRK
8-9 Haziran 2022'de 1952 Tokat doğumlu Hüseyin Türk ve 1957 Tokat doğumlu Ahmet Türk ile yapılan görüşmelerden: Hacı Turan Türk Tokat 1927 doğumlu. Baba İbrahim, anne Fatma Hanımdır. Aile yazları Yıldızeli Yıldız köyünde, kışları Tokat'ta kalmaktadır. Zamanın bu değişken şartlarından dolayı ailesi onu okula gönderememiştir. Şoförlük hevesi Tokat'ta trafiğin olmadığı çocukluk yıllarında şehrin cadde ve sokaklarında sopayla sürdüğü lastik çemberle başlar.
Tokat'ın eşrafından Kara İsmail namı ile bilinen İsmail Topbaş'ın yanında bu hevesini ilerletip muavinliğe başlar. Kendini iyice yetiştirince İsmail Topbaş'ın oğlu Mahir Topbaş'ın (Topal Mahir)yeni aldığı Austin arabayı kullanır. Askere gitmeden önce 1949 yılında Ümmü Öztürk (benim de dayım kızı )ile evlenir. Askerliğini Balıkesir /Susurluk'ta 1950-1952 yıları arasında şoför olarak yapar.
Askerlik dönüşü 1954 yılında Belediyeden ehliyet alır.
1965 yılında Hacca gitmek arzusunu kamyonunu sürdüğü Mahir Tobbaş'a söyler. O da bir aylığına Topçam otobüslerinde şoförlük ayarlar. O dönem karayolu ile gidildiğinden Hacı Keşkek ile beraber Kudüs'ü de ziyaret ederek Hac vazifesini yerine getirirler. Hatta otobüs çöllerde kuma batmasın diye otobüsün üst bagajına kalaslar yerleştirilir. Dört erkek iki kız evlat sahibi enişte dediğimiz ve de çok sevdiğimiz, iyiliğini gördüğümüz bu beyefendi insan 2017 yılında aramızdan ayrıldı.
Oğlu Ahmet Türk'ün anlatımı: Babamla en çok gittiğimiz yerler Yıldızeli ve Şarkışla pazarlarıydı. Bu ilçelerin hem köy sayıları fazla hem de yurt dışında çalışan işçi kesimi çok olduğundan pazarlardan alışverişleri yoğundu. Öyle ki kasa kasa, çuval çuval sebze meyve alırlardı. Bu ilçeleri Turhal ve Almus takip ediyordu. Taşhan'da Sadi Sağlamer ve Hacı Osman Keçecioğlu ile de 1970-1980 yılları arasında çalıştı. Zamanla Keçecioğlu'nun Austin 60 AC 347 plakalı kamyonuna üçte bir ortak olmuştu.
Kışın Mersin, Adana ve Antalya'dan portakal getiriyorduk Vural Somtürk ile beraber. Bahar mevsimi başladığında da ise Karadeniz'e fidan götürüyorduk.
Oğlu Hüseyin Türk'ün anlatımından: Çocukluktan itibaren, çekirdekten yetiştiği için oldukça usta bir şofördü. Çevresinde güvenilen, sevilen sayılan bir insandı. İşine çok titizdi. Kullandığı araçların bakımını genellikle kendi yapardı.
Babam zaman zaman şoförlük hatıralarını anlatırdı. İşte bunlardan biri:
Tokat'ın meşhur simalarından Madımağın Celal (Celal Atardamar,1900-1963) Mahir Tobbaş vasıtasıyla babamdan İstanbul'dan yeni aldığı Ford marka kırmızı renkli taksisini temizlemesini ister. O da bir güzelce her tarafını güzelce yıkayıp temizler. Sonra da gençliğinin verdiği bir hevesle direksiyon koltuğuna kurulur. Biraz sonra gelen Celal Bey bakar ki genç delikanlı koltukta keyiflice oturuyor.
-Sen ne yapıyorsun böyle? Bu birazdan gelin arabası olacak. Onun için sana temizlettirdim, aman tekrar kirlenmesin . Diye kızar.
Delikanlılık çağında olan babam bu sözler üzerine bozulur ve sessizce oradan uzaklaşmaya çalışırken, Celal Bey, geri çağırıp bahşişini de ihmal etmeyerek gönlünü alır.